Kaybolan hikâyeler

ABD’deki seçimlerin perde arkasında sayısız gizli para oyunları ve yasalar yoluyla legalleştirilen milyarlarca doların bağışlanma hikâyeleri...

Haberin Devamı

Seçmenler artık yorulmuş...

Medya ise sus payı politik reklamlarını alarak köşesine çekiliyor...

Seçmenler seçim harcamalarına ve bağışlara sınırlama getirilmesini istiyor...

Kendileri söylüyor ve kendileri dinliyor...

Başka çareleri de yok gibi...

*

Sınırsız bağışları durdurmak için yasalara güvenerek adaletin kapılarını çalan seçmenler, bağışçıların da yasaları kendi çıkar ilişkilerine göre yorumlattığını iddia ediyor...

Nitekim, alınan kararlar da bu iddiaları doğruluyor...

Seçmenler, bağışlara sınırlama getirilmesi için yargıya gidiyor ve sonunda yüksek mahkeme paranın da bir ifade özgürlüğü olduğuna karar veriyor!

Ve ifade özgürlüğünün de kısıtlanmayacağına dair yığınla gerekçe sayıyor...

Harcama özgürlüğünü ise yeniden serbest bırakıyor...

Sadece adaylara yapılan bağışlara sınırlama getiren yüksek mahkeme, dolaylı destek ve kampanya dışı bağışların ise kısıtlanamayacağını vurguluyor...

Haberin Devamı

Yani, yüksek mahkeme seçimlere para aktarmanın yeni yollarını da açmış oluyor...

*

Kısacası, para dünyanın hiçbir yerinde sınır tanımıyor...

Parayı bir ifade özgürlüğü kabul eden yüksek mahkemenin kararı karşısında seçmenler sadece gülmekle yetiniyor...

Paranın siyaseti kirlettiğini ve kirli ilişkilerin en belirleyici faktörü olduğunu söyleyen uzmanlar ise her seçim döneminde ülkenin gündemine bağışların ve seçmen sahtekârlıklarının getirildiğini ama bir sonuç alınmadığını vurguluyor...

*

Demokrasinin çarklarını istedikleri gibi döndüren paranın efendileri dünyayı da kendilerine benzetmeyi başardı... Bu halleriyle Türkiye’ye ayar vermeye çalışıyorlar...

Türkiye ile ilgili Biden’a mektup yazan senatörlere şimdi ülkelerinde yaşanan bunca kirliliği sormak lazım...

Lobi, şirket ve sayısız örgütlerin kirli bağışlarıyla seçilenler Türkiye’deki demokrasinin gidişatından memnun değilmiş...

Aynalara hiç bakmadıkları belli...

Ve kendi geçmiş tarihlerine...

Skandallarına...

Savaşlarına...

Katliamlarına...

Parayla demokrasiyi nasıl yürüttüklerine de...

Öyle kaybolan sayısız hikâyeler var ki...

Neresinden başlayacağımızı bilmiyoruz...

*

Haberin Devamı

Yıllarca ülkesindeki halkı renklere, dillere, göçmenlere, eyaletlere bölen ABD, para ve güç koridorlarındaki oyunlarıyla ayakta duruyor...

Savaşlardan besleniyor...

Silah satarak geçiniyor...

Ülkeleri işgal ederek, yakıp yıkarak haritaları yeniden çiziyor...

Ortadoğu’daki rezaleti görüyoruz...

PKK’nın uzantısı olan yığınla terör örgütünü silahlandırıyor ve müttefiklerine saldırtıyor...

Çin, Rusya ve diğerlerinin da bir farkı yok...

*

Kâğıt üzerine yazılmış bir dostluk işte...

İngilizler ‘Devletlerin  ebedi dostu ve düşmanı yoktur, çıkarları vardır’ sözünü boşuna söylememiş...

Herkesi dost sanma hastalığına galiba biz yakalanmışız... Uslanmamışız da...

İflah olmayışımız da bu yüzdendir...

Yazarın Tüm Yazıları