Paylaş
Bağdat’ta başlayan halk isyanları ülkenin hemen her yerine yayılıyor...
Irak’ın kuzeyindeki şehirlerde isyan eden kimse yok...
Bir ülkenin güneyi ve merkezi açlık, yoksulluk ve yolsuzluklara karşı isyan ediyor, kuzeyindekiler etmiyorsa ülkede tuhaf şeyler yaşanıyor demektir...
*
Irak’ın güneyindeki şehirlerde İran yanlısı milislerin eylemlerin içerisinde olduğu da iddia ediliyor.
Lübnan, Mısır, Yemen, Suriye ve Irak’ta sular hiç durulmuyor...
Kolayca öfkeye dönüşebilecek büyük bir kalabalığın yaşadığı İslam coğrafyasında
katliamlara dur diyen yok...
Birilerinin kazandığı ama büyük bir kalabalığın kaybettiği ülkelerde savaşlar bitmez.
Bu kırılganlığı ise dış güçler büyük bir öfkeye dönüştürüp yönetebiliyor...
*
Lübnan’daki gösterilerin daha güler yüzlü olduğunu söyleyen Batılı gazeteciler, tüm bu yaşanan eylemlerin rejimleri devirmeye yönelik olduğunu belirtiyor ve diyorlar ki:
* Ortadoğu’da sekiz yıl önceki eylemler rejimleri devirdi.
O yılki isyanlar, diktatör liderlerine karşı eylemler yapan halkların özlediği özgürlükleri getirmedi. Ancak isyanların sonuçları hâlâ Suriye, Yemen ve Libya’daki savaşlarla çok daha sert bir polis devletine dönüşen Mısır’da görülüyor.
*
Irak’ta Şii lider Mukteda es-Sadr’ın hükümeti düşürmek için harekete geçtiği bildiriliyor...
Bu da demek oluyor ki Şiilerin yaşadığı güney şehirlerindeki isyanların altında İran istihbaratı ve yanlıları var...
Ve belki de Irak üçe bölünmek isteniyor...
*
Tüm bu isyanların provalarını Türkiye’ye taşımaya çalıştılar...
Eylemlerle darbe teşebbüsleri bunun açık delili...
Ve sürekli siyasi bir istikrarsızlığa yol açacak ekonomi, siyasi ve toplumsal kriz dinamitlerinin fitilleri ateşleniyor.
Yeni siyasi parti oluşumları da sessizce teşkilatlanıyor...
*
Abdurrahman Dilipak sürekli kamuoyunun gündemine dinamit atar gibi tuhaf iddialar taşıyor...
Güya “terörist başı Apo, MİT ajanı imiş”...
Bu iddianın bugüne kadar tüm şehit ailelerinin yüreğini parçalayabileceğini hiç düşünmüyor mu?
Ve bu durumu bilen isimleri sıralayarak onları da lekelediğini...
Ne yani, devlet kendi askerini mi öldürüyordu?
Ve 600 milyar dolar parasını bu gerekçeyle mi harcıyordu?
MİT Başkanı Hakan Fidan ve devletin üst kurumları böyle saçma sapan iddiaları yalanlamalı ve bu iddiaları gündeme taşıyanların ne yapmak istediklerini de açıklamalı...
Aksi halde yalan rüzgârı bir milleti kahrediyor...
*
Ortadoğu’daki halkı sokaklara döken güçler, yıllardan beri bu ülkeyi de kaybedenler kulübüne çevirmek için her pis oyunu oynuyor ve bunun da ilk işareti milletin aklına, yüreğine şüphe düşürmekle başlıyor...
Ve halk sokaklara dökülmeye çalışılıyor...
Öfkeli büyük bir kalabalığa dönüşene kadar her yol mubah bu gizli güçlere...
Farkında mıyız?
Bilmiyoruz hâlâ...
Paylaş