Kalandar geceleri

Her yeni yılın ilk ayında farklı kıyafetler giyilerek dolaşılan, şarkılar söylenen, horonlar oynanan, evlerin kapılarına geceleri yiyecek bırakılan bir eski gelenek...

Bu özel geceye ise ‘Kalandar geceleri’ deniyor...

*

Türkiye üzerine hangi ülke ve kimler bir oyun oynamak istese bize düşman olanların kapılarına bir dünyalık ya da bir proje veya bir ittifak planı bırakıyor...

Ve kendi asgari müştereklerinde buluşuyor...

*

Büyük tehditlerin gölgelerinde yaşıyoruz.

Sınırlarımızın biraz ötesinde savaşlar yaşanıyor.

- YPG, PYD yani PKK silahlandırılıyor.

- Amaç belli, Kürdistan diye bir devlet kurdurmak...

*

Rusya’nın istihbarat örgütü KGB’nin kurduğu, büyüttüğü PKK’dan söz ediyoruz...

Ve günü geldiğinde Rusya’nın kucağından kurtarılarak ABD güdümüne giren PKK ve uzantıları üzerinden Ortadoğu hâlâ karıştırılıyor...

- Irak’ı üçe böldükleri gibi bizleri de bölmek istiyorlar...

İçimizdeki uzantılarının da neler yapmak istediklerini biliyoruz, görüyoruz...

İşte, beka sorunu budur...

Varlığını, gücünü, bağımsızlığını bin yıldan beri korumaya çalışan bir ülkenin beka sorunu yoktur diyebilir miyiz?

Diyenler hâlâ var da...

*

‘Kalandar geceleri’nde Türkiye düşmanlarının kapılarına sürekli yeni plan haritaları bırakılıyor...

Tuhaf ittifaklar oluşuyor...

Bugün İsrail’de ilginç bir zirve yapılıyor...

Ve Akdeniz’de İsrail ile Güney Kıbrıs ve Yunanistan ortak çıkarları paylaşıyor.

Liderler düzeyinde yapılan üçlü görüşmede bugün enerji güvenliği konusunda ortak kararlar alınacak imiş...

*

Askeri, enerji ve ekonomik işbirliklerini bir hayli geliştirdiler...

- Akdeniz’de ortak askeri tatbikatlar...

- Çıkarılacak doğalgaz ve petrolün Avrupa ülkelerine sevkıyatı...

- Boru hatları projesi...

Ve daha ötesi ise...

- İsrail ve Yunanistan, Girit’e bir radar sistemi konuşlandırıyor!

*

Bu gelişmelerle Türkiye üzerinde korku rüzgârı estiriliyor....

Ve biz ise korku yerine inadına barış diyoruz.

Birileri kendi yaralarından dolayı bizleri affetmiyor ve intikam almak istiyor.

Ama unutuyorlar bizim de yaralarımızın olduğunu.

Ve hem de ufacık kâğıtlara yazılı çok ağır yaralar...

Unutulmayacak gibi...

*

Medeniyetlerin çok uzağında dolaşıyor tehlikeli bir kalabalık.

Kendi yalnızlığımıza şarkılar besteliyoruz sürekli.

Ve ‘Kalandar geceleri’nde kapılara bırakılan vahşet planlarıyla ilkel çağlara sürükleniyoruz.

Biz inadına barış, özgürlük diyoruz ama silahlara veda etmeye kimsenin niyeti yok sanki...