İplerin ucunda

“KAVGALAR iki kişilik” diyen şaire inat herkes büyük kalabalıkların karıştığı ve kaç kişilik olduğunu bilmediğimiz büyük bir kavganın içinde.

Haberin Devamı

Kazanabilmek uğruna dipsiz kuyulara düşülüyor...

Ve uçurumların kenarlarında dolaşılıyor hâlâ...

*

Her gün işlenen suçların hikâyelerini okuyor, izliyor ve bir seyirci olmaya mahkûm edildiğimizi anladığımızda ise yaşamaktan utanıyoruz.

Kardeşlik türkülerini yeryüzünde bizden daha fazla söyleyen kimse yok.

Buna rağmen İslam coğrafyası yüzyıllardan beri kan revan içinde...

Sorgulayan, anlamaya çalışan, düzeltmek isteyen yok...

*

“İplerin ucunda hayat bulan kuklalara” benzetiliyoruz gittikçe.

Kullanılıp atılıyor bir peçete gibi insan.

Uzaklarda birilerinin yalanlarıyla kahramanlaştırılanların heykelleri önünde dolaşıp durmaktan bıkıp usanmıyoruz...

Ya da hainleştirilen insan ve olaylara dair tarihin perde arkasında sayısız gerçeklere de inanmıyoruz...

Oysa ne gerçekler saklanmaya mahkûm edilmiş.

Haberin Devamı

Ve kim iyi, kim kötü ve kim dost ya da düşman hâlâ bilinmiyor...

*

Kısacası, gerçekleri arayan da yok gibi...

Yalanların peşinde dörtnala koşan büyük bir kalabalığın isyanlarından da yorgun düştük...

Sokakları terörize ederek varacakları son durağın adı çöküştür.

Bir arada yaşama, tahammül etme ve ülkenin, devletin menfaatlerini birinci sıraya yerleştirme kültürü İslam coğrafyasında yok edilmiş...

Devletlerini idare eden yönetim kadroları da hukuku yapboz tahtasına dönüştürdüklerinden büyük kalabalıkların adalet beklentileri de umuda yolculuk gibi...

Haklarını ise hukuk çerçevesi içerisinde kalarak arayan da kalmamış gibi...

*

Adaletin olmadığı bu ülkelerde iyiler ve kötülerin savaşları da, kavgaları da hiç bitmeyecek.

Kötülerle savaşın mağlubu olmaktan bıkan iyiler kötülüğe giden yolları kapatmayı unutmuş...

“Önce yoldaş, sonra yol gelir” gerçeğini unutanlar yollara düşüyor.

Bir gün mağlup döneceklerini bilmiyorlar...

Eli silahlı sayısız terör örgütü İslam coğrafyasında kanla besleniyorsa herkesin oturup yeniden düşünmesi lazım bize göre...

Lakin, herkes günü kurtarmanın peşinde...

*

Günümüzde kardeşlik, dostluk ve aşklar sulara yazılan akıl oyunlarına dönüştürülmüş.

Ve denizlere bırakılan kanlı şişelerin içerisindeki hikâyelerde yazıyor gizli isyanlar.

Haberin Devamı

Ve kan akıyor dünyanın birçok yerindeki nehirlerde.

Modern bir çağda yaşıyoruz güya...

Yalanların peşinde geçen hayatların büyük kalabalıkları kulaklarına fısıldayan şeytanlara yenik düşmeye devam ediyor hâlâ.

Tüccarı çok, şairi, yazarı, sanatçısı, aydını, akademisyeni yok gibi...

Güce tapınarak günü tüketenlere ve israf içinde yaşayanlara da birileri dur demedikçe bir şeylerin düzeleceğine artık inanmıyoruz...

*

Ve herkesin eninde sonunda bitecek olan uzun ya da kısa bir hayat yolculuğu var.

Kendi yalanlarına teslim olmuş ve gerçeklerin çok uzağında bir yerlerde gezinmeye devam eden büyük kalabalıklar her geçen gün öfkeye yenik düşüyorlar.

Modern çağın zirvesinde yaşanan tüm katliamlara, ihanetlere şahit oldukça herkesin hayali olan uzaklarda bir yerlerde bir denizin kıyısındaki balıkçı kasabasına kaçarcasına gitmek istiyoruz.

Haberin Devamı

Bir dostumuzun söyledikleri düşüyor aklımıza:

- Öyle bir kasaba yok!

Yazarın Tüm Yazıları