Fanustaki şüpheler

Bu konuyla ilgili yazdıklarımızdan sonra, ülkemizde farklı çıkışlarıyla gündeme gelen Dr. Ümit Aktaş da oldukça dertli.

*

 “Bu ülkede son 10 sene içinde neden reçete edilen antidepresan sayısının 14 milyondan 55 milyona çıktığını izah edin” diyen Dr. Ümit Aktaş soruyor:

Modern tıp ekolü, hangi kronik hastalığa şifa olabiliyor?

*

Hastalıklar niye arttı?

Niye bu kadar çok ilaç kullanılıyor?

Niye hastalıkları tedavi edemiyorsunuz?

İman ettiğiniz bilgi, gerçekten bilimsel olarak ispatlanmış mıdır?

Bu sorularla modern tıbba aykırı bir duruş sergileyen Dr. Ümit Aktaş, antidepresanların intihara eğilimi arttırdığını, bipolar bozukluğuna sebep olduğunu vurguluyor.

*

Ve bu ilaçların yan etkilerinin kanıtını görmek isteyenlere de prospektüsünü okumalarını öneren Dr. Ümit Aktaş, bugün tıp alanında yayınlanan bilimsel çalışmaların yüzde 90’ından fazlasını ilaç firmalarının finanse ettiğine dikkat çekerek diyor ki:

Sizi bir fanusa hapsettiklerini görmüyor musunuz? Hastalarınızın iyileşmediğini görmüyor musunuz?

*

 “Tıp bir bilimdir, tıbba iman edilmez” diyen Dr. Aktaş, bilimin şüphe üzerine kurulu olduğunu belirtiyor ve öğretilen her bilginin sorgulanması gerektiğini vurgulayarak diyor ki:

Bilimsel düşünceden ayrılmayacağız ama dogmalara da boyun eğmeyeceğiz.

*

Ve kendisini linç etmeye çalışan modern tıpçılara da seslenen Dr. Aktaş:

Biz eğer korksaydık, sizin ‘tıp endüstrinizin’ tamamını karşımıza alır mıydık? Korkmuyoruz, korkmayacağız.

*

2006 yılında yazdığı kitapla gelecekte Avrupa, ABD ve kısmen Japonya’da modern tıbbın sağlık konusunda büyük çıkmaza gireceğini belirten Dr. İsmail Maraş ise diyor ki:

Öyle bir noktaya gelinecektir ki tıptan bu hizmeti ancak toplumda gelir seviyesi oldukça yüksek kimseler alabilecek, hatta onlar bile aldıkları hizmetten pek memnun kalmayacaklardır...

*

Ve bazı doktorların alternatif tedavilere yönelerek hastaya yeni kapılar açtığını yazan Dr. Maraş, alternatif tıp konularında deneyimi olmayan sağlık çalışanlarını da zor günlerin beklediğinin altını çiziyor...

*

Kısacası insanların önce sağlığını gıdalar ile bozan büyük bir kalabalık var, tedavisi için de modern tıp fabrikaları gibi çalışanlar var...

Bozanlar ve tedavi ettiklerini söyleyenler parayı kazanıyor...

Bir virüs ile dünyayı alarma geçirenler, sonra aşısını, ilacını piyasaya sürerek milyarlarca dolar gelir elde ediyor...

Dünyanın her yerinde kaybedenler kulübü üyeleri gibi görünen de vatandaşlar oluyor...