Paylaş
Birini unutuyoruz...
Ve rahatlıyoruz...
Sonra birileri daha elini kulağına götürüp ya yeni bir şeyler söylüyor ya da unuttuğumuz bir gerçeği hatırlatıyor...
*
Virüs, aşı stresiyle insanlar ayakta durmaya, yaşamaya çalışırken yetmezmiş gibi ya deprem ya terör ya da savaş uyarılarıyla yıkılmamak için olağanüstü bir direnç sergiliyor...
Bir denizin kenarına oturup dalgaların bitmesini bekleyenler gibi...
Prof. Naci Görür diyor ki:
- İstanbul depreminin eli kulağında!
*
İstanbul depreminin yakın olduğunu ve 7.2 civarında bir depremin beklendiğini söylüyor Prof. Naci Görür ve şöyle devam ediyor:
- 1999-2014 seneleri arasında yapılan araştırmalarda iki fayın Marmara altında kilitlendiğini ve stres biriktirdiğini görüyoruz.
- Oradaki kayaların dayanma gücü yenildiği an deprem olur...
*
Haberin detaylarını okuduğumuzda ise biraz rahatlıyoruz ama 15 yıl da uzun bir zaman değil...
Prof. Naci Görür:
- Yani depremin eli kulağında denebilir.
- 99 yılından baz alırsak 30 sene içerisinde olması muhtemel demiştik ancak 15 sene öncesi ya da sonrasında da deprem gerçekleşebilir.
*
15 yıl içinde yüzde 60’ı gecekondu olan İstanbul’un durumunu düzeltmek zorunda olduğunu anlıyoruz...
Tedbirlerin elbette alınması lazım ama halk virüs, aşı, aş ve iş derdine düşmüş iken ikide bir deprem uyarısıyla daha da zor günler yaşıyor...
Yani, elini kulağına götüren herkes farklı bir şeyleri gündeme getiriyor...
Kitlesel korkuyu açığa çıkararak toplumu tedirgin ediyoruz...
*
Birileri ABD yaptırımlarının eli kulağında diyor...
Birileri de AB’nin tavırlarının ağırlaşacağı günlerin eli kulağında olduğunu söylüyor...
Kimi döviz ve altının yükseleceğinin, kimileri de faizlerin daha da artacağının eli kulağında olduğunu konuşuyor ve yazıyor...
*
Kısacası, eli kulağında yaşayan bir toplum elini kulağına götürenleri dinleyerek yaşayıp gidiyor...
Günlük hayatı arkası yarına dönmüş...
Ülkeyi demeç, beyanat, açıklama, görüş, karşı görüş, tartışma, kaos meydanına çevirenler elini ağzına götürüp biraz susabilseler acaba her şey daha mı iyi olacak demiyor değiliz...
Halk nereye odaklanacağını şaşırmış durumda...
Paylaş