Paylaş
Ve ‘günlerin kükreyerek geçen canavarlardan’ şikâyet ettiği günlerdeki gibi yaşıyoruz...
Apartmanlar yıkılıyor ve altında 114 kişi hayatını kaybediyor... 1.035 kişi yaralanıyor...
7 müteahhit tutuklanıyor...
Projeleri çizen, uygulayan, kontrol eden mühendislere bir şey olmuyor...
İnşaat ruhsatını veren, denetleyen, iskân veren belediye başkanlarına ve yetkililerine de...
Sorumsuz sorumluluk böyle bir şey galiba...
*
Kelimeleştiremediğimiz isyanları bir yerlerde saklıyoruz...
Her şeyin uzağında gezinmeye devam ediyoruz...
Yapılan ve yıkılan apartmanların enkazından bir şeyler kalmalıydı geriye...
Ya kalmıyorsa?..
Bir daha düşünmeliyiz...
*
“Dur, bir gün ağla benim için” diyebilmeliyiz...
Acıya ortak olabilmeliyiz...
Ne yazık ki, acıdan geriye kalan enkazın resimlerini, görüntülerini paylaşabilmenin telaşını yaşıyoruz...
Ve altına birkaç kelime yazabilmeyi...
Aynı kentin sokaklarında yaşamasak, aynı türküleri dinlemesek ve hepimiz yıkılmasak da devrilmiş evlerin enkazı altında kalanlara ve çıkanlara yardım etmeliyiz...
Enkazdan 91 saat sonra çıkıp kurtulan Ayda’ya sevindiğimiz ve “Köfte-ayran” dediğinde hepimiz nasıl taş duvar olup bir köşeye kaçıp ağladıysak aynı yüreği her zaman her yerde taşıyabilmeliyiz...
*
İzmir depreminin ardından sosyal medya adreslerinde yaşanan ve felaketi terörize etmek isteyenler ise bize daha büyük bir depremin geleceğini söylüyor...
Virüsten daha tehlikeli olan bu marazi kafaları anlamakta zorlanıyoruz...
Toplum, içindeki akıllı gibi görünen delilerini ayıklamak zorunda...
Ve yaşadığımız her felakete siyasi bir pencereden bakarak çatışmaların fitilini ateşlemeyi alışkanlık haline getiren delilere de itibar etmemeliyiz...
Toplumun huzurunu bozmayı amaçlayan savaşlara kurşun taşıyanlar cezalandırılmalı...
*
Bir yandan dünyaca ünlü yazar Paulo Coelho, İzmir depremi için yardımda bulunacağını yazıyor, içimizdeki ve dışımızdaki deliler ise düşler sokağını yangın yerine çevirmeye çalışıyor...
İzmir depremi için Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay örgütleri aracılığıyla bağış yapacağını duyuran Coelho, Kuran-ı Kerim’de İnşirah Suresi’nden “Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır” ayetini paylaşıyor ve şu mesajı yazıyor:
- Tüm dayanışmam Türk arkadaşlarıma, pazartesi günü Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi aracılığıyla bağış yapacağım.
- Bağışın depremden etkilenen ülkeler (Türkiye ve Yunanistan) arasında nasıl dağıtılacağına RCRC karar verecektir.
*
Dünyayı değiştiremeyebiliriz...
Lakin, Coelho gibi bir köşesini güzelleştirebiliriz...
Çünkü, çökertilen toplumun enkazını kimse kaldıramıyor...
Ve kimseyi kurtaramıyor...
Yaşamak bedava olmaktan çoktan çıkmış...
Sosyal medya sayesinde yazmak, konuşmak bedava!
*
Çivisi çıkmış dünyanın kalabalık şehirlerindeki düşler sokağındaki evlerde büyümek her geçen biraz daha hayal oluyor...
Yaşamak artık çok pahalı...
Uzak bir yerlerde “Acı çekmek özgürlükse özgürüz ikimizde” şarkısını duyuyoruz...
Ve düşler sokağında başımızı bir kez daha önümüze eğiyoruz...
Oysa, o sokaklarda bir arada yaşayarak düşlerimizle büyümeliyiz...
Ve düşlerimizi büyütmeliyiz...
Paylaş