Paylaş
Türkiye’nin ise bugüne kadar Avrupa ülkesindeki yargılama sürecindeki hiçbir kişi ve kuruluş ile ilgili açıklama yaptığını hatırlamıyoruz.
Yargıya müdahaleyi şiddetle reddeden Avrupalılar, işlerine geldiği gibi davranma alışkanlıklarına her geçen bir yenisini daha ekliyor...
Bir yandan siyasi iradenin yargıya müdahalesinin kabul edilebilir olmadığını sürekli vurguluyor, diğer yandan işine gelen kişi ve kuruluşların yargılama sürecine siyasi iradenin müdahil olmasını ve bazı kişilerin serbest bırakılmasını istiyor...
*
Bu ülkenin yargı bağımsızlığı yok mu?
Bu kadar gürültüyü çıkartan AB, FETÖ’nün kaçak işinsanlarını, darbeci askerlerini, propagandistlerini sahiplenen kendi birliğinin ülkelerine, İngiltere ve ABD’ye bir şey demiyor...
Diyemiyor...
Aksine, hepsine sahip çıkıyor...
Biz ise bugüne kadar onların suçlularına, suçladıklarına, teröristlerine veya kaçaklarının hiçbirine sahip çıkmadık...
Buna rağmen her fırsatta AB ülkelerinden hukuk, insan haklarına dair yığınla masal bize anlatılıyor...
*
Vize alabilmek için dahi bizlerden on parmak izini, banka hesaplarını, araç ruhsat ve konut tapularını alan AB ve diğer ülkeler, yargılama sürecindeki tüm suçlulara kapılarını vizesiz açıyor, koruyor, besliyor ve iade etmiyor...
Bu da yetmez gibi vatandaşlık veriyor...
Daha da ötesi bunların ailelerine her tür yardımlarda bulunuyor...
*
Eski ABD Başkan Yardımcısı ve şimdi başkan adayı olan Joe Biden’ın yargı sürecindeki kişilerin ailelerini İstanbul’daki bir otelde kabul ettiğini ve ‘babalarınız bir kahraman’ dediğini unutmadık...
Bizler ise eksik bir evraktan ya da gümrük polisinin şüphe etmesinden dolayı dahi kapılarından sınır dışı edilebiliyoruz...
*
Ajanlarına, propagandistlerine, darbecilerine, dolandırıcılarına sahip çıkmayı gelenekselleştiren Batılı ve diğer ülkeler bizleri yolgeçen hanı gibi görmeye devam ediyorlar...
S.Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülen, kesilen ve fırınlarda yakılan Cemal Kaşıkçı için ise bugüne kadar Batılı ve diğer ülkelerden hiçbir kuruluşun ya da kişilerin sesi çıkmıyor...
Adalet terazisinin bir kefesini ne acıdır ki kendi taşlarıyla dolduranların adalet anlayışı böyle işte...
Dünya kamuoyu ile dalga geçerek çifte standart uygulamalarını sürdürüyorlar...
Dünyaya yön verdiklerini iddia eden bilim adamları, düşünürleri, yazarları ve medyası da bu rezilliklere bir şey diyemiyor...
*
AB’nin sayısız yasaları sürekli bize hatırlatılıyor...
Savaşlara, silahlara, sömürgelere ‘hayır’ diyen bir yasalarını söyleyemiyorlar...
Ve bu çifte standart uygulamasına adalet diyorlar...
Ayrıcalıklı adaletin adaletsizliği bu olsa gerek...
Paylaş