Paylaş
Koronavirüs salgını yüzünden yaşanan ekonomik krize çareler aranıyor... Farklı reçete arayışına giren ve çözüm sunanların sayıları da gittikçe artıyor...
Ve tüm arayışların bir çıkış yolu yok...
Guardian gazetesi ise sistemin geleceği açısından olasılıkları konunun uzmanlarıyla tartışmaya devam ediyor...
*
Gazeteci McWilliams, Yunanistan’ın eski maliye bakanı Yanis Varoufakis’e “Kapitalizm askıya mı alındı?” diye soruyor...
Varoufakis diyor ki:
Batı’da kapitalizm son olarak İkinci Dünya Savaşı sırasında askıya alınmıştı.
Savaş ekonomisi, fiyatları sabitleyen bir kontrollü ekonomi hâkim olmuştu.
Savaş ekonomisi standart kapitalist modelin aşılmasını getirmişti.
Bugün kapitalizmin askıya alınmış değil.
Kapitalizmin kuralları askıya alınmış olabilir.
*
Bir yandan koronavirüs yüzünden yaşanan ekonomik krizlerin çıkardığı yangınlar, diğer yandan her geçen gün farklı ülkelere yayılan ırkçılık karşıtı gösterilerin şiddet içeren eylemleriyle işyerlerinin yağmalanması herkesi tedirgin ediyor...
Irkçılık karşıtı gösterilerin bir isyana dönüşmesi ve tüm iplerin güç kontrollerinin eline geçiyor oluşu karşısında herkes “Devlet geri mi döndü?” sorusuna cevap arıyor...
*
Bu soruya farklı bir bakış getiren McWilliams diyor ki:
Artık bundan önceki duruma dönmeyeceğiz.
Devlet döndü ve seçmenler bu yaşananları unutmayacak.
Nereye gittiğimizi bilmiyorum ama geriye dönmeyeceğimiz kesin.
*
“Kapitalizmi askıya alıp onun aşılmasını sağlayacak, savaşsız bir savaş ekonomisi” inşa edebilmek için gereken kurumların oluşturulmadığını söyleyen Varoufakis ise şöyle diyor:
“Her şey berbat oldu, onun için kurallara uymanızı beklemiyoruz” demek ile “Kurallar değişti ve ekonomik bir çöküntüyü önlemek için yenilerini yapmamız lazım” demek arasında büyük farklar var.
*
McWilliams’ın “21’inci yüzyılın üçüncü on yılına girdiğimiz şu günlerde, tarihin ve ekonominin ışığında, önümüzdeki on yılda dünya ve Avrupa ekonomisiyle ilgili tahminlerin neler? Önümüzdeki 10 yıl neler getirebilir?” sorularına Yanis Varoufakis şu cevabı veriyor:
Bir tepe noktasında oturuyor gibiyiz, iki yönden birine doğru kaymaya hazırız.
Ama hangi yöne doğru meyledeceğimiz tamamen belirsiz.
*
Avrupa Birliği’nin geleceğine dair yaşanabilecekleri anlatan Varoufakis, bir federasyonlaşma şeklinde olması ihtimalinin düşük olduğunu belirterek diyor ki:
Çünkü koronavirüs, göçmen ve Euro krizinin santrifüj etkisi bizi birbirimizden uzaklaştırıyor.
Bugün Almanya’nın sanayi sektörünün beli kırılmış durumda ve daha koronavirüs salgını başlamadan kırılmıştı.
Otomotiv ve takım tezgâhları üretimi gibi iki ana sanayi dalı bu kriz başlamadan ciddi sorunlar yaşıyordu.
*
“Bu sizin sorununuz” demek yerine “Ne yapmalıyız?” diye sorabileceklerini vurgulayan Varoufakis diyor ki:
Avrupa’da ne zaman bir kriz yaşansa İtalya’nın büyüme hızı düşer ve İtalya daha derin bir ekonomik durgunluğa girer.
Eğer Frankfurt, Berlin ve Brüksel uluslu senaryoya doğru yürümeyi yine başaramazsa sadece İtalya değil, Avrupa’nın en yoksul bölgelerinin tümü yeniden neo-faşist sağın yükselişine sahne olacak.
O zaman artık iş zıvanadan çıkar.
*
“Bu olumsuz senaryonun en dip noktasıdır. Dev bir domino etkisi Avrupa Birliği’ni dağılmaya kadar götürebilir” diyerek uyarılarını sıralayan Varoufakis şöyle diyor:
AB resmen ortadan kalkmaz ama tamamen işlevsiz ve etkisiz hale gelir.
Tıpkı Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra oluşan bağımsız devletler topluluğu gibi.
Bu da dünyanın Trump’lar, Bolsonaro’lar ve Modi’lerini çok sevindirir.
*
“Bir dönem kapandı mı?” sorusuna Varoufakis diyor ki:
Daha önce yaşadıklarımız, yani insanların “Kimi suçlayabilirim?” sorusunu sorduğu günler geri gelebilir.
Yeni bir yöne hızla yönelmezsek, çocuklarımın devralacağı dünyanın çok nahoş bir yer olacağından korkuyorum.
*
Askıdaki kapitalizme ve eski düzene yönelik askıda bekleyen sayısız sorular var büyük kalabalıkların aklında...
Nereye savrulacağımızı bilmiyoruz...
Lakin diliyoruz ki çözümü savaşlar olmayan ve daha adil, barışçı ve hür bir yaşamı sunan reçetelerin yazılması olsun...
Paylaş