Paylaş
Küresel teknoloji aktörlerine...
Ve mobil telefon şirketlerine...
*
Dijital altyapısı, finansmanı güçlü olan küresel şirketler medya sektörüne giriyor.
Washington Post’u Amazon’un
satın alışı gibi...
Ki Türkiye pazarına girdi bile.
*
Dünyanın hemen her ülkesinde Netflix fırtınası yaşanıyor.
Bu durumdan yine en büyük zararı geleneksel medya görecek.
Dizi ve film sektörünü ele geçirmeye çalışıyor.
Televizyonlar ‘pahalı içerik, ücretsiz erişim’ stratejisini artık değiştirmek zorunda.
- Yoksa geleneksel medya sektörü Amerika’daki gibi zor günler yaşayacak.
Oyuncu, yönetmen, senarist kadrolarını da yapımcılar üzerinden uzun vadeli kontratlarla bağlayarak geleneksel medyaya darbe vurmanın hesapları yapılıyor.
- Bu yüzden geleneksel medya birleşerek yangını söndürecek adımlar atmalı...
Geleneksel medyayı yasal çerçeve içinde denetleyen RTÜK’ün Netflix dizilerine karşı ise eli kolu bağlı gibi.
*
Geleneksel medya hiçbir zaman kendi Ar-Ge birimini kurmayı düşünmedi...
- Yeniliklerle değil eklenmelerle sektördeki değişimi gerçekleştirerek kendini güncellediğini zanneden geleneksel medya insan yetiştirmekten ise hep kaçındı.
Küçük bir ekonomik krizde dahi maliyetlerini aşağıya çekebilmek için aklına ilk gelen çözüm gazetecilerden tasarruf etmek oldu.
- Oysa gazeteci bir personel değildi.
*
Kurumsallaşma adı altında başlayan değişim süreçlerinde ise yığınla yanlışa imza atıldı.
Ve medya sektörüne mesai, performans odaklı beyaz yakalılar girince gazetecileri, muhabirleri, yazarları sekiz saat üzerinden çalıştırılması gereken bir fabrika işçisi gibi gördü.
Kurumlar gazetecileri personel gibi görünce, gazeteciler de kendilerini sekiz saat çalışan personel gibi görmeye başladı.
*
Oysa gazeteciler bir idealin insanlarıydı.
Kamuoyunu doğru bilgilerle aydınlatmak gibi bir görevleri vardı.
“Haber kutsal, yorum hürdür” anlayışından her geçen gün uzaklaşıldı.
- Tavır gazeteciliğini gelenekselleştirdi...
- Siyaseti dizayn etmeye çalıştı...
*
Kelimelerle ticaretin yapıldığı adresler değişiyor artık.
Dijital kaleler boşlukları dolduruyor.
- Değişmeyen tek şey paranın adreslerinden çıkan reklam nehrinin akışı...
Kendi finansmanını sadece reklamın ipine bağlayan medya, sürekli ulaştığı büyük bir kalabalığa arkasını döndü.
“İster seyret ister seyretme, ister oku ister okuma” anlayışı sektöre büyük darbe vurdu.
*
Tavır gazeteciliğini hiç bırakmadı.
Ve ‘izm’ gazeteciliğini...
Geleneksel medyadan geleneksel haber alma tarzı hiç beğenilmiyor.
Ya vurucu, kırıcı ya da methiyeci anlayışı sevilmiyor.
Arıtılmış gerçeklerin ışığında yönlendirilmiş bilgileri de...
Paylaş