Paylaş
Biz size bağımsız bir devlet bırakıyoruz.
Canınız gibi koruyacaksınız.
*
Afganistan’da yaşananları izliyoruz...
Bir milletin paramparça oluşunu...
Ve de bir devletin...
20 yıl ABD işgaliyle darmadağın olan bir ülkenin ne hale geldiğini ve canı gibi koruyamadığı ülkesini terk eden milletin yollara nasıl düştüklerini de...
Devletsizliğin ne olduğunu da...
ABD’ye bağlı kurulan hükümetlerin, bakanların, devlet başkanlarının paralarıyla birlikte nasıl kaçıp gittiğini de...
*
Taliban’ın ülkeyi, devleti ve milleti nasıl ele geçirdiğini gördükçe Denktaş’ın bir feryadı daha aklımıza düşüyor...
Diyordu ki:
Bağımsızlık diyorum.
Anlıyor musunuz!
*
Denktaş’ın ne demek istediğini her geçen gün biraz daha anlıyoruz...
Anlıyoruz da, sürekli anlamazlıktan, görmezlikten geliyoruz...
Denktaş diyordu ki:
Size, devletim diyorum anlıyor musunuz?
*
Devlet yoksa millet doğup büyüdüğü veya büyüyemediği yerlerden alıp başını kaçıyor...
Kabil Havalimanı’ndaki görüntüleri izledikçe devletsizliğin ne olduğunu anlayabiliyoruz...
Çocuklarını ABD’li askerlerine verip de kaçan annelerin hallerini görüyoruz...
Denktaş’ın ‘Anlıyor musunuz?’ diyerek haykırdığı gibi haykırmak mı gerekiyor?
Anlamak..
Ya da anlaşılmak için...
*
FETÖ, Denktaş’ı da sevmiyordu...
Çünkü, ABD’nin Kıbrıs ile ilgili Rumlar’ın lehine ve bizlerin aleyhine olan planlarına aykırı duruş sergiliyordu...
Denktaş ise diyordu ki:
Türkiye’m diyorum...
Anlıyor musunuz!
*
Ve mücadeleyle geçen bir ömrü Denktaş şöyle özetliyordu:
Benim iki bayrağım var. Biri güneş gibi sıcak, biri ay gibi serindir.
Demek ki, devletin ayakta durması için vatana, bayrağa ve de demokrasiye milletin sahip çıkması gerekiyor...
Sahip çıkamadığı zaman nelerin yaşanabileceğini Irak, Yemen, Suriye, Mısır ve Afganistan’da yıllardan beri görüyoruz, izliyoruz...
*
11 Eylül 2001 yılındaki saldırıların ilk adresi olarak girdiği Afganistan ve Irak’ta sözde yüzü görünmeyen düşmanlarıyla ABD savaşacak ve intikamını alacaktı...
Ne oldu?
Yüzünü görmediği düşmanlarıyla dost oldu ve ülkeyi de sözde düşmanlarına bırakıp geri döndü...
Güya, demokrasiyi götürecek ve terörü bitirecekti...
Böylesine sürpriz ve entrika dolu bir filmi ancak Hollywood çekebilirdi...
*
Denktaş gibi bizlerde feryad ederek diyoruz ki:
Anlıyor musunuz!
Paylaş