Paylaş
Acılı anne, bu cümleyi mahkeme salonu yetersiz kalınca Sanayi Odası’nın salonuna taşınan dava görülürken söyledi.
29 Kasım 2016’da, Adana’nın Aladağ ilçesinde Süleymancılar cemaatinin kontrolündeki kız yurdunda elektrik kontağından kaynaklanan bir yangın çıkmıştı.
Beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci sınıf öğrencisi 11 kızımızla, bir genç eğitmen kızı halıyla kaplı, kapıları plastik, kapı kolu bulunmayan ve yangın çıkışları kilitli bir binada hayatını kaybetmişti.
Dün aralarında yurt müdürünün de bulunduğu 7 tutuklu sanık 182 gün sonra ilk kez mahkeme heyetinin karşısındaydı.
Ama önce...
BİR FACİANIN TARİHİ
182 gün içinde neler olduğunu, mesela diken.com.tr’nin arşivinden seçtiğim başlıklarla kronolojik şekilde okuyalım isterim:
- Adana’da öğrenci yurdunda facia: 11 çocuk, bir eğitmen yanarak can verdi
- Çocuklar böyle yandı: Yerler halı, üst kat ahşap, yangın merdiveni kapısı kilitli, dikenli telle sarılıydı.
- Adana’daki yangınla ilgili haberlere “yurt çapında huzur ve güvenin bozulmaması için” yayın yasağı getirildi.
- Adana’daki faciayla ilgili yurt müdürü dahil 6 kişi gözaltına alındı.
- Yurt faciasında yaralanan öğrenciye yalan ifade baskısı.
- Yurt görevlisi facianın ardından (dolaptaki) 35 kilo etin peşine düşmüş.
- Tutukluyken serbest bırakılan 4 yönetici tekrar tutuklandı.
- Facianın yaşandığı kız yurdunda ‘namahrem’ diye denetim yapılmamış.
- Aladağ aileleri: Süleymancıların yurdu kapanmasın diye çocukları MEB gönderdi.
- Müfettiş incelemesinde çıktı: Yurdu sahte raporla kurtarmaya çalışmışlar.
- 12 canın bedeli bu mu? Aladağ faciasının sorumlularına en fazla 15 yıl!
182 GÜN SONRA
Böyle geçti 182 gün işte. Facianın yaşandığı alan düzlendi, kovuşturma sürerken yapılan yıkımla delillerin karartıldığını söyledi ailelerin avukatı Can Atalay.
İstekleri dışında hesaplarına para yatırıldığını, cemaat mensuplarının para teklif ettiklerini, üstlerinde baskı kurulduğunu, davadan vazgeçmeleri için zorlandıklarını söyledi aileler.
Sanıklar “Kapı kolunu demek çocuklar düşürmüş” gibi bahaneler ürettiler, itfaiyeyi suçladılar vesaire. Ailelerin avukatı ısrarla delillerin karartıldığını vurguladı duruşma boyunca.
Ve yaralı kurtulan çocuklar konuştu:
“F.Z.A., yeniden üçüncü kata çıkıp pencereden atladığını ve ayak bileklerinin kırıldığını kaydetti: Yangın tüpleri vardı ancak biz nasıl açacağımızı bilmiyorduk...”
VE ANNE KONUŞTU
Ve işte anne konuştu: “Biz yavrumuzun külünü bile görmedik; göstermediler, göstermediler...”
Mahkeme, sanıkların tutukluluklarına devam kararıyla birlikte duruşmayı 17 Temmuz’a erteledi.
O 12 canın bedelini adaletin nasıl ödeteceğini izlemeye devam edeceğiz, etmeliyiz, borcumuzdur...
Paylaş