Paylaş
Galatasaray kazanırsa puan açsısından büyük bir hamle yapmış olacaktı; Fenerbahçe’nin kaybetmesi de henüz çok erken olmasına rağmen zirveden kopma noktasına sürüklenmek anlamına gelebilirdi.
İlk yarı bir denge oyunu izledik.
Galatasaray baskı uygulayarak başladı, Fenerbahçe direndi, oyunu dengeledi ve ilk yarının son bölümünde baskı uygulayan tarafa dönüştü.
Galatasaray Feghouli ve Gomis ile net gol pozisyonları yakaladı; Fenerbahçe ileri uçta Janssen ile karşılık verdi.
İki taraf da orta saha cenklerinden top kaparak pozisyon buldu veya rakibine altın tepside sundu...
Bu “dengeli manzaraya” uymayan tek kişi kart standartlarından (standartsızlığından), pozisyonlardaki görme bozukluklarına kadar hakem Cüneyt Çakır’dı.
İkinci yarıya Galatasaray daha iştahlı başladı, Fenerbahçe karşılık vermeye çalıştı vesaire...
Denge oyunu maçın son 20 dakikasında daha önce topu yere vurmak gibi sersemce bir sebepten sarı kartı bulunan Belhanda’nın kırmızı kartı da görmesiyle bozuldu.
Bu eksilmenin oyuna yansıması elbette Fenerbahçe’nin hücum hattını tazelemesi ve oyunu rakip sahaya yığması şeklinde oldu.
Tudor da önce yorulan Gomis’in yerine Eren’i alarak “ilerici” bir hamle yaptı sonra Feghouli’nin yerine Ahmet Çalık’ı sahaya sürerek kaza golüne karşı bir hamle yaptı.
Maç, iki tarafın hocasının da gizliden gizliye istediklerini düşündüğüm şekilde birlik ve beraberlik içinde tamamlandı.
Cüneyt Çakır’ın berbat performansı, hakeme tribünden yapılan saldırı gibi yönleriyle anılacak maçı hafızamızın “lezzetsiz derbiler” bölümüne yazacağız.
Duyulan heyecanı karşılayamadı vesselam.
MAÇIN ADAMI: CÜNEYT ÇAKIR
- MAÇIN önüne geçmeyi başardı Cüneyt Çakır. Kahramanları hep iyilerden seçmek zorunda değiliz herhalde. Kafasında kurguladığı maçı yönetir gibiydi; yakışmadı.
Paylaş