Paylaş
Haber merkezlerinin doları roketleyen “ABD ile karşılıklı olarak vizelerin durdurulması” mevzuu için görüş alınacak uzman ararken, ordunun da sınırı geçerek İdlib’e doğru ilerlemeye başladığı duyuruldu...
“Daha ‘Melih Gökçek şimdi gittigidiyorkom mu?’ sorusunun tadını çıkaracaktık” diyemeden bu vaziyete uyanıverdik işte...
Cennet vatanın cinnet gündemine hoş geldiniz...
ABD’deki seçimlerde neredeyse “tiksindiği” Obama yönetiminin devamı olarak görülen Clinton yerine Trump olsun tavrı hâkimdi Türkiye’de.
En azından iktidara yakın kalemlerin sızdırdıkları, yaydıkları hava böyleydi diyelim...
BİRAZ GERGİN MİYİZ?
Irak’tan Suriye’ye, İran’dan Zarrab’a, FETÖ’den YPG’ye yardıma ve elbette S-400’e kadar anlaşmazlıklarla örülü ilişkiler ağı hiç olmadığı kadar gergindi.
Erdoğan ve Trump ilk olarak telefonda görüştü. Yemin töreninden sonra Erdoğan, Trump’ı kutlarken ikilinin 45 dakika süren görüşmesinin “son derece olumlu ve samimi” bir atmosferde geçtiğini duyurdu Cumhurbaşkanlığı kaynakları.
Geçen mayıs ayında ABD’de görüştüler ama “Görüşmeseler daha mı iyiydi?” denilecek şekilde gelişti hadiseler.
Trump tarafından kapıda karşılandı Erdoğan, 20 dakika süren görüşmede samimi pozlar verildi, iki ülkenin ilişkilerine klasik övgüler geldi vesaire...
Var olan problemlerden hangileri çözüldü tam anlaşılamadı ama bir de listeye bir de “koruma krizi” davası eklenmiş oldu...
Son olarak yüz yüze yaklaşık iki hafta önce görüştüler.
ÇOK SAMİMİ SAMİMİYET
Görüşmenin nasıl geçtiğini iktidara yakın Takvim gazetesine bakarak aktaralım mesela...
Yan yana dalgalanan Türkiye ve ABD bayrakları ve iki liderin yine samimi bir pozunun üstünde “Hiç olmadığı kadar yakınız” manşetiyle çıkan gazete, spotta da şu ifadeleri kullanıyordu:
“İki lider samimi bir görüntü sergiledi. Cumhurbaşkanı, Trump’a ‘Dostum’ diye hitap etti.
Trump ise şunları söyledi: ‘Erdoğan dünyanın çok zor bir bölümünü yönetiyor. Güçlü inisiyatif kullanıyor. İki ülke hiç olmadığı kadar yakın. Bunun kişisel ilişkimizle de ilgisi var...”
Suriye, YPG’ye yardım, Kuzey Irak’taki referandum, korumalara silah satışının yasaklanması ve Fetullah Gülen’in iadesini de 5 kritik başlık olarak duyuruyordu gazete.
Biriken ve artan problemleri samimi pozları çözemiyormuş işte...
PAPAZ KİMDE?
“Al papazı, ver papazı” filan derken gelinen noktada ABD’nin eşi görülmemiş, Türkiye’yi Kamboçya ve Eritre gibi 4-5 ülkeyle aynı kefeye koyan utanç verici vize kararı ve yaptığımız misilleme var karşımızda...
Bir de 3.70’i de aşıp giden dolar...
Dün sabah, Beşiktaş’ta fırından ekmek alırken normalde mısır ekmeğinin incelikleri üzerine lafladığımız fırıncıya “Pazartesi sabahı çarşı pazar bomboş mu, bana mı öyle geldi? Ne oldu?” diye sordum.
“3.70 oldu, daha ne olsun?” dedi.
Vatan cennet, muhabbet cinnet; Turist Ömer selamıyla çekileyim huzurlarınızdan...
Paylaş