Takvime dayalı şehit ayrımı

KURŞUN gibi ağır, kurşun gibi yakıcı ifadeler:

Haberin Devamı

“...Mavi ve yeşil bir kömür tozu geldi. Sonra patlamayla alev topu geldi. Yandığımı hissettim. Dua ettik. Arkadaşlarımın seslerini duydum. Ben, ‘Korkmayın grizu patladı’ dedim. Benim baret erimişti. Sonra alçaktan sürünerek anayola çıktık. Ölen arkadaşların üstlerinden yanlarından geçtik. Kimseye müdahale edemiyorsun o anda. Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın...”

3 Mart 1992’de 263 maden işçisinin hayatını kaybettiği kazadan sağ kurtulan Mustafa Bozacıoğlu, 2015’teki anma töreninde o acı günü böyle anlatıyordu...

Kozlu’daki kazada şehit olan son iki maden işçisine 1997’de, ancak 5 yıl sonra ulaşılabilmişti, öyle büyük, öyle korkunçtu...

O kazanın üstünden 26 yıl geçti, unuttuk mu?

PROBLEM VAR BU İŞTE

Nereden baktığınıza bağlı...

Eğer Mustafa Bozacıoğlu’nun aktardığım sözleri söylediği toplantıdaki “faciadan kurtulanlara madenci heykelciği hediye edilmesi” gibi jestleri hatırlamak sayıyorsak problem yok.

Haberin Devamı

Ancak geçtiğimiz günlerde TBMM’ye sevk edilen torba yasadaki bir maddeye bakarsak, vallahi problem var yahu!

Maliye Bakanı Naci Ağbal geçen hafta, şehit olan madencilerin yakınlarını ilgilendiren maddeyi şöyle duyuruyordu:

“10 Haziran 2003 ile 13 Mayıs 2014 arasında kömür ve linyit madenlerinin yeraltı işlerinde meydana gelen iş kazası sonucunda ölen sigortalıların eş ve çocuklarından birisi, eş ve çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişinin kamuda istihdam edilebilmeleri imkânı getirilmektedir...”

Özetle 10 Haziran 2003’ten önce maden kazasında ölen işçilerin...

Mesela 1983’te Armutçuk’ta ölen 103 işçinin...

Mesela 1990’da Yeni Çeltik’te ölen 68 işçinin...

Sorgun’daki, Kozlu’daki ve daha nice madende can veren yüzlerce işçinin...

Yakınlarını otomatikman dışarıda bırakıyor bu madde...

BİR İSYAN

Bir şehit madenci yakını, gönderdiği elektronik postada şöyle isyan ediyor:

“Şehit madenciler için hazırlanan yasanın sadece belirli zaman aralıklarında ölen işçileri ve ailelerini kapsayacak şekilde düzenlenmesi haksızlıktan daha büyük haksızlığa yol açıyor. Bu, yasanın sadece 163 kişiyi kapsadığının, geriye kalan 1000’den fazla madencinin yakınlarının dışlandığının ve yok sayıldığının resmidir...”

Haberin Devamı

Haksız mı isyan etmekte? Sonuna kadar haklı...

Törenlerde, demeçlerde “Unutmadık” demek kolay iş...

Kendinize “Nutuğunda doğru söyler, iş Meclis’e gelince kaçar” dedirtmek istemiyorsanız bu ayıbı düzeltin “eyyyy” vekiller...

“Takvime dayalı şehit ayrımı yapılıyor” derler sonra, utanırsınız...

Yazarın Tüm Yazıları