OK Boomer!

Sadece son bir ayda bu soruyla direkt veya dolaylı ilgisi bulunan pek çok rapor, araştırma yayınlandı.

Bir çırpıda sayınca... SODEV’in 19 Mayıs’ta yayınladığı Gençlik Araştırması Raporu, London School of Economics’in raporu, Gezici Araştırma Merkezi’nin “Z Kuşağı Raporu”, OECD’nin gençlik ve pandemi süreci konulu raporu vb.

Geçen hafta AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanı Mahir Ünal, “Dijital Dönüşüm” stratejisini partisinin MYK’sına sundu. Bu sunumu haberleştirirken kullanılan “Z kuşağı olarak tabir edilen nesilden 7 milyona yakın seçmen 2023’te ilk kez oy kullanacaktır...” ifadesi yazının girişindeki soruyu bir daha gündeme itti: “Z kuşağı kime oy verir?”

Z kuşağı, kimilerine göre 1997’den, kimilerine göre 2000’den sonra doğanlardan oluşan nesle verilen ad.

Ardılı olan Alfa kuşağı (ki onlar da 2010’dan sonra doğanlar) gibi teknolojinin içine doğan, algıları ve değer yargıları önceki kuşaklara göre farklı ve neyse ki daha parlak olan bu kuşak artık seçmen olarak ciddiye alınması gereken bir güç.

Önümüzdeki seçimde Z kuşağı kendisini 7 milyon oyla temsil etmek imkânına sahip.

Siyasete mesafeli, siyasetçilerin dilinden/tonundan/üslubundan hoşlanmayan, tartışılan konuları suni ve hatta komik bulan bu 7 milyonluk yeni seçmen kitlesinin sandığa gitmeye ne kadar ilgi duyacağını kestirmek şimdiden mümkün değil.

2018’deki seçimlerde üçüncü parti HDP 5.8 milyon, MHP 5.5 milyon, İYİ Parti 4.9 milyon oy almıştı; 7 milyon seçmenin önemini buradan da çıkarmak mümkün olur.

7 milyon seçmenin “eşit dağılım ile” var olan partiler arasında bölüşüleceğini düşünmek elbette kendi içinde mantıklı ancak kendi mantığınızla Z kuşağının mantığının, dünyaya bakışının farklı olduğunu da unutmayın.

Kendisinden bir kuşak öncesini bile sıkıcı, muhafazakâr, basmakalıp düşünceli gören Z kuşağının seçimlerinin merkeze değil uçlara meyilli olduğunu söylüyor araştırmacılar.

Dünyayı kapsayacak boyuttaki araştırmalar Z kuşağının bağımsız karakterli, başarıya odaklı ancak çevre, insan hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi konularda son derece duyarlı bir kuşak olduğunu gösteriyor.

Yasak sevmeyen, hele ki “data”ile arasına girilmesinden hiç hoşlanmayan, dürüst, kesinlikle önceki kuşaklardan daha donanımlı, daha eğitimli, daha akıllı ve vicdanlı bir kuşak...

Var olan siyaset dünyası bu bilmeceyi çözebilir mi, “7 milyon seçmen” olarak görülmekten pek de hoşlanmayacak kuşakla bağlantı kurmayı becerebilen çıkar mı?..

Cevabın “OK boomer”* şeklinde geldiğini duyar gibiyim...

(*) Z kuşağının bizde “he, dayı!” veya “tamam dedecim” şeklinde çevirileri mevcut olan, önceki kuşakları tiye alıp geçiştirmek için kullandıkları ifade.