Paylaş
Ancak malumunuz, futbol kâğıt üzerinde durduğu gibi durmayan, akmayan, oynanmayan bir hadise; hatta tüm güzelliğini de bir bakıma bu özelliğine borçlu sayılır.
Zorlu bir süreç yaşayan Karabük şanıyla, şerefiyle, G.Saray’ın ateşine ateşle karşılık vererek oynadı işte... Kaptırdığı toplarla yürek hoplatarak oynayan G.Saray, Feghouli ve Maicon’un erkenden golleriyle “bir problem” yaşamayacağını göstermeye çalışırken... Tam taraftar “İşler yolunda, Gomis’i filan bekliyoruz” konumuna geçmişken...
O huzursuzluk kaynağı, o izleyeni diken üstünde ağırlayan skor, o “meşum” 2-1 geldi... G.Saray’ın bu sezon belki de karnının en yumuşak yeri olan “çıkarken kaptırılan top” dramı maçın seyrinin de değişmesine yol açtı.
G.Saray rahat nefes almak için 3. golü kovalarken, baskısını artırırken, gol için topla tüfekle rakibinin üstüne yürürken skor tabelası kafasının üstünde “Demokles’in Kılıcı” gibi sallanıp durdu.
UMULMADIK TAŞ
Sıkı bir kuşatma uyguladı, gole çok yaklaştı ama tartışmasını da beraberinde taşıyan bir penaltı neticesinde “umulmadık” bir taşa takıldı, tökezledi... Ancak içine düştüğü kaostan, maçın son düzlüğünde bir Anka kuşu gibi çıkıverdi G.Saray.
Mucize adam Maicon “Gidiyor mu?” denilen maçı hem kâğıt, hem çimen üzerinde hem de taraftarın yüreğinin hizasında Galatasaray’a yazıverdi...
Bu müthiş tempolu, nefes nefese mücadelenin iki tarafını da tebrik ederken, Galatasaray’ın hücumda parladığı anlar dışındaki bazı hatalarını gözden geçirmesi gerektiğini hatırlatmak gerekiyor.
MAÇIN ADAMI: MAICON
Elbette 3 puanı neredeyse tek başına sırtlayan Maicon. Attığı iki son gol sadece bu maçın değil belki de sezonun kaderini belirleyebilir.
Paylaş