Kızaran profiller ne anlatıyor?

Müzik sektöründe emek verenler “yeni normalle” birlikte birikimleri, hayatları erirken seslerini duyurmak için kızartmıştı profillerini...

Bir plan, bir destek, bir umut ışığı beklediklerini duyurmaya çalışıyorlardı...

2020’de küresel canlı müzik sektörünün, konserler, sponsor gelirleri vesaire 28.83 milyar dolar büyüklüğe ulaşacağı öngörülüyordu.

Düzenli olarak büyüyen, son 5 yılda 25 milyar dolardan 30 milyar dolara sıçrama gösteren ve muazzam bir istihdam da sağlayan sektörde 2020 beklentisi “yeni gerçeklikle birlikte” 6.5 milyar dolara çekildi...

2019’da dünya müzik ekonomisinin yüzde 34’ü canlı müzik gelirleri üzerinden dönüyordu; satışların ardından ikinci sıradaydı.

Bu kadar büyük ve hayata güzellik katan bir sektörü görmezden gelmek bize özgü bir durum da değil bu arada...

Almanya gibi çok net yardım, sübvansiyon programı açıklayan birkaç memleket dışında durumlar fena, çok fena...

“Normalleşme” sürecinde açık hava gösterileri için sokaklardan, düğünlerden, toplu taşıma araçlarından çok daha emniyetli bir ortam sağlamış olan konser ve gösteri sektörü önce 12 Eylül’de başlayacağı duyurulan, sonra 14 Eylül’e ışınlanan yasakla bir darbe daha yemiş oldu.

Hastalığın yayıldığı aşikâr, Dünya Sağlık Örgütü vaka sayısında rekor kırıldığını duyurdu dün... İngiltere 6 kişiden fazla toplanmalara yasak getirdi, İsrail karantina koşullarına dönüyor, ekim ve kasımda salgında büyük patlama yaşanacağı öngörülüyor.

Bu konuya her el attığımda daha da karamsar bir tablo çıkıyor karşıma...

Oyun platformlarında (bkz. 12.3 milyon kişinin Fortnite üzerinden katıldığı Travis Scott performansı), dijital ortamlarda yeniden şekillendirileceği öngörülen ve bu alanda yatırım yapmaya başlayan canlı müzik sektörü veya daha kapsayıcı şekilde gösteri dünyası neye dönüşecek, zaman gösterecek.

Ancak karanlık günler yaşayan sektöre el uzatmak, çare bulmak hayatımızı aydınlatanlara bugün ödememiz gereken bir borçtur.

Tekrar hatırlatmış olayım...