Paylaş
Eroğlu kuraklık alameti baş gösterdiğinde, barajlar suyunu çektiğinde, tarlalarda yeşillenme titrekleştiğinde “İstanbul’da sular kesilirse ben de bıyıklarımı keserim” demesiyle meşhurdur.
Veysel Bey için önce iyi bir haberim var. İstanbul’da barajların doluluk oranı yüzde 65, yani bıyıklar rahatlıkla kurtulur.
Fakat Ankara’da yüzde 20, İzmir’de yüzde 34 doluluk oranları. Elazığ, Malatya, Tunceli, Bingöl... Doğu illerinde tarımsal kuraklık kapıyı çalıyor. Keban’ın yüzde 30’u dolu...
Dün Habertürk’ten Caner Aktan’ın yaşanan kuraklık ile ilgili haberi Veysel Eroğlu’nun bir ay önceki sözlerini de hatırlatıyordu:
“Son 44 yılın kuraklık rekorunu yaşıyoruz...”
BU REKOR ÜZDÜ
Bu elbette “Oley be!” diye karşılanacak türden, göğüs kabartan bir rekor değil.
İklim değişikliği sayesinde ocak ayında baharlıklarla gezmenin ötesinde hoş yanı yok kuraklığın.
Hayatın her alanına pahalılık olarak yansıyacağı malum... Barajlardaki suyu tutmak için enerjide gaza ağırlık verildiği ve faturanın tüketiciye tuzlu tarafından yansıyacağıyla ilgili haberler çıktı mesela...
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu meteoroloji alanında memleketin en yetkin isimlerinden.
Durumu şöyle özetlemiş: “Türkiye’de hem meteorolojik hem de hidrolojik kuraklık yaşanıyor. İstanbul’da bu iki aşama daha çok hissedilir durumda. Bir sonraki aşama tarımsal kuraklık, son aşama ise sosyo-ekonomik kuraklık. Biz şu an ilk 2 aşamayı yaşıyoruz. Şayet yağışlar mevsim normallerinin altında devam ederse bahar aylarında tarımsal kuraklık yaşayabiliriz. Yaz aylarında ise sosyo-ekonomik kuraklık kaçınılmaz olur...”
AKILSIZ İNSANLIK
Türkiye’nin kendi adına üstüne düşeni yaptığını söylemek güç, ama tek suçlu biz değiliz. İnsanlık olarak içine ettiğimiz için dünyanın cevabı böyle felaketlerle oluyor işte...
225 gram köfteli bir hamburgerin üretimi için, hayvanın samanı, peyniri, domatesi vb derken 3 bin 668 litre (doğru okudunuz!) su harcıyor bu insanlık... (Kaynak: Fortune Turkey)
İhtiyacı sorgulamadan tüketme çılgınlığımıza ket vuramıyoruz, yarın yokmuş gibi arsızca dünyanın mirasını har vurup harman savuruyoruz.
Su tasarrufu sadece diş fırçalarken musluğu kapatmaktan ibaret değil. Onu da yapın ama ihtiyaç yokken gömlek almaya kalkınca üretiminde kaç yüz litre su kullanıldığını da biraz düşünün isterim...
Hasılı...
Dünyanın toplam aklının ne kadar kıt olduğunu görünce, “İmkânı olan fezada koloni kursun canım; insanlık 2100’ü görmez. Hafiften yay...” yollu konuşan Stephen Hawking’e hak vermeyip de ne yapacaksın?
İnsanlık gelecek kuşaklara bir nevi cehennem bırakacağını bile bile hızını kesmiyor, kesmeyecek de...
Veysel Bey’in bıyıkları bu küresel boyutlu felaketten nasıl etkilenir peki?
Yüzde 65 oranında dolu barajlar İstanbul’u ve Veysel Bey’in bıyıklarını kurtarır...
En azından şimdilik...
Paylaş