Paylaş
Heybesi puan avantajıyla dolu olan rakibe ‘yaramayacak’ netice sadece yenilgiydi. Galatasaray ise kazanamadığı takdirde sadece pozisyonunu korumak veya fırsat bulursa belki ikinciliğe yükselmek hedefiyle baş başa kalacaktı. Orta sahaların kalabalık tutulduğu ve iki takımın da oyun disiplininden kopmadığı ilk yarı boyunca büyük ölçüde 30-40 metrelik alanda sürüp giden bir bilek güreşi izledik.
Galatasaray, Tudor’un disiplinle kompakt hale getirdiği kurguyla pozisyon vermeyen bir takım görüntüsü çizerken ezber bozan hızlı çıkışlar için fırsat kolladı, yakaladığı yarım pozisyonları yeterince çoğalamadığı için tamlayamadı.
Beşiktaş’ın da hemen hemen benzer bir görüntüde oynaması ‘gol ihtimalini’ anlık gelişen büyük hatalara ve büyük ölçüde de duran toplara bırakmış oldu.
HAYALLERiN SONU
Yıldızların parlayamadığı, saha içi gerilim düzeyinin ölçülemeyecek seviyede kaldığı (iyi bir şey tabii) ilk yarıda toplam 7 faul yapılması ve iki takımın da sadece birer kez ‘yalandan’ kaleyi bulmaları manzarayı özetliyordu.
İkinci yarı duran topun barajda yön değiştirmesi ve Muslera’yı yanıltmasıyla gelen golle başlayınca oyunun kartları da Beşiktaş lehine karıştırılmış ve yeniden dağıtılmış oldu.
Yeni vaziyette risk alan ve rakibin üstüne yürümeye çalışan Galatasaray, serinkanlı davranarak oyunun kontrolünden çıkmasını engelleyen rakibi bozmayı bir türlü başaramadı.
Sneijder, Bruma, Podolski gibi sürpriz veya mucize potansiyeli olan yıldızların fark yaratamadığı, etkisiz kaldığı maç tam da Beşiktaş’ın istediği şekilde gelişmeye devam etti.
Tolga’nın Sneijder’ın ara pasını kontrol edemediği veya Bruma’nın kendisiyle birlikte topu da kaybettiği doğaçlama pozisyonları saymazsak Galatasaray etkili olamadı.
Tudor’un 75’inci dakikada Rodrigues ve Eren’le yapılan hücum hattını tazeleme hamlesi de netice vermeyince, maç ve sezon hayalleri Galatasaray’ın elinden kayıp gitti...
‘Harç bitti, yapı paydos’ derken Galatasaray yönetimini de bir kez daha tebrik ederim. Bu kadar kötü yönetim ancak çalışarak mümkündür, hayrını görsünler...
MAÇIN ADAMI: Beşiktaş’ın stoperi Atınç genç yaşına rağmen kusursuz oynadı. Türk futbolu için büyük kazanç.
MAÇIN OLAYI: İki takımın oyuncularının da saha içinde birbirlerine karşı ‘çirkinleşmemesi’ önemli bir ayrıntıydı.
HAKEM NOTU: Kötü. 6 PUAN
82’de Podolski’nin kale yerine tribüne vurduğu top maçın skorunun mühürlendiği anı belirledi.
Paylaş