Paylaş
Malumunuz 29 Ağustos 1526’da Kanuni’nin başında olduğu ordu, Mohaç Ovası’nda Kral Layoş’un ordusunu bozguna uğratmış, Budin’e yürümüş, Macaristan’ı topraklarına katmıştı.
Tarihin en kısa süren meydan savaşlarından biri, belki birincisidir.
YAĞMURLU BİR GÜNDÜ
Yağmurlu günde karşılaşır iki ordu... Macar tarafı saldırıya geçer, Osmanlı ordusu yanlara açılır, ortada beliren 300 topla düşmanı önce dağıtır sonra kapanan kollarla çevirip bataklığa doğru sürer.
2 saatte bittiğini yazıyor tarih kitapları. Yaklaşık 25 bin Macar askeri ölür; aralarında atıyla bataklığa gömülen Kral Layoş da vardır.
Başındaki tulgaya üç sorguç takıp, zırh kuşanıp, ovaya hâkim erguvan rengi otağında savaşı izleyen Kanuni Sultan Süleyman muzafferdir.
Yahya Kemal Beyatlı, Mohaç Türküsü’nde o günü anlatır:
“Bizdik o hücûmun bütün aşkıyla kanatlı;
Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı.
Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle,
Canlandı o meşhûr ova at kişnemesiyle!”
ZAFER VE HEZİMET
Sonra?..
Hem “bizim tarihimizde” hem de Avrupa tarihinde çok önemli sonuçları olur Mohaç Meydan Muharebesi’ndeki bu zaferin.
İttifak ve iktidar dengeleri değişir, sınırlar değişir, kartlar yeniden dağıtılır.
Osmanlı Viyana kapısına dayanır ama alamaz. Macaristan’da 150 yıl kalır ve zaferle kazandığı topraklardan hezimetle çekilmek zorunda kalır.
Ardından da türkü yakılır:
“Serhatlar içinde Budin’dir başı,
Kan ile yoğrulmuş toprağı taşı,
Çerkez Alemdar’dır şehitler başı,
Aldı Nemçe bizim nazlı Budin’i...”
Yazının bu noktasında “Detaylı bilgi için tarihçinize başvurunuz” şeklinde bir kamu spotu yerleştirip günümüze ışınlanmak gerekiyor...
Önceki gün, Mohaç’ta yapılan bir kutlama devlet büyüklerimizin ve özellikle şu sıra “yalın kılıç, yalın mikrofon söylev sanatı” konusunda zirvelere doymayan Devlet Bahçeli’nin dikkatinden kaçmış olabilir.
Mohaçlılar kafalarına boynuzlu kürk, post geçirip, tahta maskeler takıp yollara düşüyormuş.
Ellerinde kaynanazırıltıları, çanlar, çömlekler, ziller, dümbelekler; bir gürültü, bir patırtı nümayiş düzenliyorlarmış.
“Kışı kovalıyoruz, havalar düzelsin” kisvesi altında yapılan bu bayramın (Busojaras diyeler!) kökünde ise Osmanlı’yı korkutup kovalama rivayeti yatıyormuş.
DEVLET BEY KIZSIN
Neymiş?
Köylü isyankârlar böyle korkunç kıyafetler giyip “tencere tava” yaygarasıyla korkutup sürmüşler Tuna boylarından Osmanlı ordusunu.
Höst bre gafil!
Amirlerim, büyüklerim ve Sayın Bahçeli...
Baktım, araştırdım üstüme vazife olmasa da... Ve gördüm ki uluslararası bağlantıları olan, kültür mirası ayağıyla desteklenen, sabi sübyana bayramlık giydirmek suretiyle masumiyet maskesi takılan bir şer odağı faaliyetidir bu.
Bence Devlet Bey kızsın, kendilerine gelirler...
Paylaş