Çiftlik demokratı ve merdiven altı demokrata dikkat

Arkadaşımız Hacer Boyacıoğlu’nun haberine göre mesela saf yağdan ibaret dondurmanın paketine kafaya göre “Hakiki” diye yazılamayacak.

“Halis muhlis margarinin” üstüne Alp manzaraları fonuyla yayık görseli koyup tereyağı imajı vermek mümkün olmayacak.

Nakliye sırasında bile çiftlik yakınından geçmeyen yoğurda “Çiftlik yoğurdu” denmeyecek vesaire.

Tüketiciyi yanıltmanın, “kafa bulmanın” önüne geçecek iyi, güzel, hayatın diğer alanlarında da örnek almak gereken bir uygulama.

PARTİLER PARTİLERİMİZ

Mesela siyasi partiler...

Türkiye’de Temmuz 2017 itibariyle (Yargıtay’ın web sayfasındaki listeye göre) “faaliyette olan” 88 siyasi parti var.

Geçen sene bu zaman 96 parti vardı; sayları öyle artar azalır...

Partilerin “etiketlerine” baktığımızda “hak, hukuk, adalet” kavramlarının sıkça kullanıldığını görüyoruz.

Pek çok parti tabelada şık durduğunu düşünmüş...

Programlarına baktığında da hepsi fiyakalı ama “hak, hukuk, adalet, özgürlük, kardeşlik” diyenlerin parti içi uygulamalarına baktığımızda başka bir durumla karşılaşıyoruz.

Yayıktan sofraya tereyağı alıyorum derken balta kesmez margarin satın almış gibi hissediyoruz kendimizi.

“Özgürlük, barış” bezirgânlığı yapmayan yok maşallah ama başkasının insan hakkı, düşüncesini ifade hakkı için öne bir adım atanını görmedik.

Etikete bakıyorsun “demokrat”; zulüm göreni işaret ediyorsun, ağzı, dili, kulağı, gözü kapanıveriyor...

KANMA ARKADAŞ

Ezcümle...

Kusurlu malları, kavramları “siyasi tüketiciyi” yanıltacak şekilde kullananları, politik cepçileri, kafesçileri, tırnakçıları, matizcileri ayırt edecek bir “etiketleme” sistemi gerekiyor bize.

88 parti, türlü türlü fikir var...

Hangisi çiftlik demokratı, hangisi el değmeden üretilmiş, hangisi merdiven altı demokrat bilsin vatandaş.

Kanmasın.

Kandırılmasın...