Bu, bayramlık halimizin kan damlayan fotoğrafıdır

İlk şoku atlatan bazı vatandaşların üzerinde bomba düzeneği bulunmadığını anlamalarının ardından linç etmeye kalkıştıkları M.D.’yi güvenlik güçleri havaya ateş açarak kurtardı.

İddialara göre M.D. alışveriş sırasında dükkân sahibine sinirlenmiş, tepkisini de “Canlı bombayım ben!” diyerek göstermişti.

Cinnetin eşiğinden mi döndü, gözü mü karardı, sinirleri mi boşandı, yoksa düpedüz zevzeklik mi yaptı bilemeyeceğim ama M.D.’nin arife günü yaşadığı ve yaşattığı çılgınlığı bir tür “erken uyarı sistemi” olarak da görmenin mümkün olabileceğini düşünüyorum...

AĞRI KESİCİ CİNAYETİ

Adana’da bir süre önce cezaevinden çıkan 41 yaşındaki C.A., kendisine ait otomobille gezmeye çıktıkları kardeşinin aracı birkaç kez “stop ettirmesi” üzerine “Kullanmayı bilmiyor musun?” diyerek göğsünden bıçaklayarak öldürdü.

Gaziantep’te 22 yaşındaki M.Ç., başının ağrıdığını söyleyerek 18 yaşındaki kardeşi F.Ç.’den bakkala giderek ağrı kesici almasını istedi. Kardeşi olumsuz yanıt verince kardeşini mutfaktan aldığı bıçakla öldürdü.

İzmir’de Aliağa Devlet Hastanesi’nde görevli polis memuru E.K., yine aynı hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışan ve Şakran AKP Gençlik Kolları Başkanı olan Y.Ç.’yi, kendisine “FETÖ’cü” dediği için tabancayla vurdu. Gencecik bir insan ne yazık ki böylece hayatını kaybetti.

Amasya’da görevli polis memuru H.B., ailesiyle bayramlaştıktan sonra aracına binerken yeğeni B.K. ile tartışmaya başladı. “Sebebi belirlenemeyen” tartışma neticesinde yeğeni tarafından tabancayla karnından ve sol bacağından vurulan polis memuru hastaneye kaldırıldı, neyse ki durumu ciddi değil.

KİTLESEL ŞİDDET PARLAMALARI

Bu saydıklarım “bireysel” hadiseler; şiddet sarmalında bir de “kitlesel” boyut kazananlar var maalesef.

Sinop’un Durağan ilçesinde “bıçak bileme ücreti” nedeniyle çıktığı öne sürülen ve giderek büyümesi üzerine çevre illerden destek kuvvet çağırılmasına hatta sokağa çıkma yasağına uzanan önlemler alınmasına yol açan kavga mesela...

Yetkililer “Etnik veya siyasal bir olay değildir, asayişle ilgilidir” diyor ancak Kürtlerin yoğun yaşadığı üç köyün muhtarlarının görevden alınmasına soru işaretiyle bakanlar da var.

Toplam 15 kişinin (13’ü hafif) yaralandığı olaylar neticesinde ne yazık ki 16 yaşında bir gencimiz hayatını kaybetti. Gencin cenaze töreninin ardından saldırıyı gerçekleştirenlerin köyüne yürümek isteyen bir gruba polis TOMA ile müdahale etti. Haberler “Yetkililer gerilimi azaltmak için çaba sarf ediyor” şeklinde bitiyor...

Erzurum’un Palandöken ilçesinde de dayı ile yeğen arasında “boş eve taşınma” konusunda başlayan tartışma, aynı aileden 100 kişinin karıştığı bir kavgaya dönüştü.

Polis çığırından çıkan olaylar karşısında ek kuvvet çağırmak durumunda kaldı, havaya ateş açtı, biber gazı kullandı. 3’ü polis 10 kişinin yaralandığı taşlı-sopalı kavgada can kaybı yaşanmaması tek teselli oldu.

TERÖR AYRI BELA

Van’da PKK’nın bayram günü gerçekleştirdiği ve 48 vatandaşımızın yaralandığı alçak terör saldırısı da var...

Ama diğer saydıklarım (üzülerek söylüyorum dahası da var) birbirimize, eşimize, dostumuza, akrabamıza uyguladığımız, kanıksadığımız şiddettir.

Bu, gerim gerim gerilmiş, öfke sarmalında bayramı seyranı, barışmayı, uzlaşmayı unutmuş, şiddeti lisan olarak bellemiş Türkiye’nin fotoğrafıdır.
Bu, ağrı kesici yüzünden, otomobil kullanırken yapılan hata yüzünden kardeşini öldürecek hale gelmiş bir toplumun fotoğrafıdır.

Bu bayramlık halimizin, şiddete yenik düşmüş bir memleketin kan damlayan fotoğrafıdır ne yazık ki...

Gerisini varın siz hesap edin...

(NOT: Sevgili okurlar, bayram tatili biterken bir “hobinin” peşinde küçük bir seyahate çıkmak için izninizi istiyorum. Sevgiler, saygılar mütemadiyen...)