Paylaş
Türkiye’nin kültür ve sanat alanında öncü konumdaki bu köklü kurumu, sorunları ve çözüm önerilerini içeren metinde COVID-19’un yol açtığı tahribatı özetlerken başka memleketlerin nasıl tepki gösterdiklerini de sayıp döküyor.
ABD, üçüncü teşvik paketinde kültür-sanat sektörüne 307.5 milyon dolar ayırdığını duyurdu.
Almanya 50 milyar Euro’luk pakete kültür-sanat, medya ve yaratıcı sektör çalışanlarını da dahil etti.
Arjantin Kültür Bakanlığı, 30 milyon Arjantin Pesosu (450 bin dolar) tutarında acil durum fonu ile kültür kurumlarına destek olmayı hedefliyor.
Avustralya’nın ulusal sanat konseyi, daha önce değerlendirilmemiş tüm fonları bir araya getirerek 5 milyon dolarlık bir esnek fona dönüştürdü.
Estonya’da Kültür Bakanlığı, kültür ve spor etkinliklerinin iptali nedeniyle kaybedilen geliri kısmen telafi etmek amacıyla, ilk etapta 3 milyon Euro’luk bir destek paketi açıkladı.
Finlandiya Kültür Bakanlığı ve Finlandiya Sanatı Destekleme Merkezi, kültür-sanat çalışanlarına nisan ayında yaklaşık 1.5 milyon Euro’luk yardım dağıtacağını duyurdu.
Fransa müzik sektörü için 11.5 milyon, performans sanatları sektörü için 5 milyon, yayıncılık için 5 milyon ve görsel sanatlar ile sanat galerileri için de 2’şer milyon Euro...
Liste çok uzun, hemen her ülke kendi bütçesine veya meşrebine göre kültür ve sanat faaliyetlerini sübvanse etmek için bir bütçe ayırdı...
Güney Kore, sanatçılar için düşük faizli, iki yıl ertelemeli kredi imkânı vererek 12 bin sanatçıya tek seferlik 3 milyon won (yaklaşık 2 bin 500 dolar) değerinde fon sağladı, Hollanda 300 milyon Euro, büyük felaket yaşayan İtalya 130 milyon Euro, küçücük Litvanya 1.2 milyon Euro ayırdı.
Bunlar devlet aracılığıyla yapılanlar, buna sivil toplum örgütlerinin, bireylerin, özel şirketlerin verdiği destekleri vb eklemek gerekiyor.
Türkiye de 18 Mart 2020 tarihli Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi kapsamında kültür ve sanat alanında faaliyet gösteren kurumların da bazı ödeme ertelemelerinden, borç öteleme imkânlarından faydalanmasına yol açtı.
Ekonominin önemli çarklarından, döviz getirici turizm sektörü biraz daha kayırılsa da kültür ve sanat kurumları da biraz olsun faydalanabildi durumdan.
Ancak 2017’de 52 binden fazla istihdam sağlayan, milyarlarca liralık ekonomi oluşturan kültür ve sanat sektörü şemsiyesi altında direkt veya dolaylı şekilde görev yapanların mağduriyetlerini ve gelecek kaygılarını giderecek boyutta bir girişimden söz etmek pek mümkün değil.
Yapılan araştırmalar, görüşüne başvurulan uzmanlar, bu konuda akıl fikir üretenler kapalı ve hatta açık alanda düzenlenecek etkinliklerin en iyimser yaklaşımla sonbaharda, biraz gerçekçi bakışla 2021’de, “eski normal” düzeyde ise 2022’de geri dönebileceğini vurguluyor.
21-28 Nisan arasında yapılan görüşmelerle Kreksa tarafından hazırlanan “Pandemi Dönemi ve Sonrasında Gösteri Sanatları” başlıklı araştırma “seyircinin” tedirgin ama özlem dolu olduğunu gösteriyor.
Seyircinin yarısından fazlası “gerekli önlemlerin alındığına” ikna olacağı ve güvendiği bir kurumun düzenleyeceği etkinliklere katılmak konusunda istekli...
Yalnızca yüzde 3’lük bir kesim “Bundan sonra inan çok zor” derken, yüzde 44 de “Aradan uzunca bir zaman geçsin, öyle gelirim” diyor.
Bu süreçten mağdur olmayan sektör pek yok. Ancak zaten kırılgan bir şekilde ayakta kalmayı çalışan bu sektörü göz göre göre öldürürsek veya ağır yaralı bırakırsak bir daha toparlamak için şu anda yapmamız gerekenden onlarca, yüzlerce kat fazlasını yapmak gerekir...
Kültür ve sanat dünyasının bizlere ihtiyacı var diyoruz ama asıl onlara ihtiyacı olan bizleriz...
Bir sonraki şarkıyı bu hislerle dinleyiniz, bir sonraki filmi bu gözle seyrediniz...
(*) www.iksv.org
Paylaş