Paylaş
Yeşil ışık mı, kırmızı mı? Yaktı mı yakmadı? Bu tartışmayı bitirecek cümle bu. Pazar gecesi ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında yapılan telefon görüşmesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan kararını vermiş şekilde konuştu; Türkiye’nin gösterdiği sabra dikkat çekti, ekim ayı olmasına rağmen hâlâ somut adım atılmadığını belirtti ve Türkiye’nin güvenli bölge oluşturacağını söyledi. Bunun üzerine ABD Başkanı Trump, “Madem girmek, bunu yapmak istiyorsunuz, o halde DEAŞ’lılar meselesini siz çözün. Gerisini hallederiz” yanıtını verdi.
Şimdi “gerçeklere” maddeler halinde bakmamız lazım.
İki liderin telefon görüşmesinden sonra Beyaz Saray, “Operasyonu desteklemeyeceğiz, bu operasyona dahil olmayacağız” dedi.
Amerika’da bazı çevreler (siyasetçi, medya vb) Türkiye’nin operasyon kararını büyük bir öfke ile karşıladı.
Trump, en başından beri sadece Türkiye sınırındaki 30 kilometrelik alandan değil, Suriye’den Amerikan askerinin çekilmesinden yana.
Trump’ın başı ABD’de azil soruşturması ile de belada. Bu sebeple Türkiye’ye karşı kıyameti koparanlar Trump’ı başta azil süreci olmak üzere başının belada olduğu konularla sıkıştırmaya devam edecekler.
ABD HAREKÂTI ENGELLEMEDİ
Tüm bunları biliyoruz, ancak altı çizilmesi gereken unsurlar da var. Ankara’daki kaynaklarım tüm tepkilere rağmen “Pratikte yaşananlara odaklanmak gerek” yorumunu yapıyor. Genel hava şöyle:
Sonuçta ABD, Türkiye’nin harekâtını engellemedi.
Trump-Erdoğan arası diyalog ve Trump’ın eski, özellikle de Obama dönemindeki politikaları yok sayması sayesinde S-400 süreci büyük bir krize neden olmadan nasıl atlatıldıysa, Fırat’ın doğusu için de Amerikan askerleri çekilerek Türkiye’nin belli derinlikte güvenli bölge kurmasının önü açıldı.
Trump zaman zaman farklı açıklamaları ile iç kamuoyuna oynuyor. Hem tepkileri kontrol altında tutmaya çalışıyor hem de devlet olarak pozisyonunu kayda geçiriyor.
Hava sahası kullandırılmayacak iddiası da boşa çıktı. Amerika kendine ait olmayan bir hava sahasını üçüncü ülkeye yasaklayamaz. Sonuçta iki ülkenin askerleri karşılıklı koordinasyon sürecini etkiledi, Türk jetleri hava operasyonunu yaptı, yapmaya devam edecek.
ÖFKENİN NEDENİ
“Obama Türkiye’nin ölümcül düşmanı PKK ile anlaşma yaptı.”
Bir NATO üyesi, “NATO’nun sınırlarını korumakla da görevli” diğer üyeye karşı, üstelik “stratejik ortak” dediği üyeye karşı bir terör örgütüyle anlaşma yaptı. Bu tarihi itiraf da o üyenin, ABD’nin başkanından geldi.
Şimdi ABD’de de kıyameti koparanlar, Trump’ın sözleriyle “Obama ve PKK anlaşmasına” sahip çıkanlar. O anlaşma bir terör örgütünü beslemek, büyütmekten, İran politikasından çok daha öte bir anlam taşıyordu. O politika, Suriye’nin kuzeyinde “devlet” kurulmasını içeriyordu. ABD’de kopan kıyamete bir de bu pencereden bakmak gerek.
KARA PROPAGANDAYA HAZIRLIK
Tüm bunlar nedeniyle Ankara kendisine karşı kara propaganda ile iklim oluşturulmaya çalışıldığının farkında. Hem AK Parti’de hem de Cumhurbaşkanlığı’nda bunun için hazırlık yapıldı. Yayılabilecek iftiralar tek tek sıralandı. Bu iftiralar karşısında atılacak adımlar tek tek belirlendi.
Sivilleri hedef alıyorlar.
Hıristiyanları hedef alıyorlar.
Türkiye etnik temizlik yapacak.
Türkiye demografik yapıyı değiştirecek.
Türkiye işgalci.
Tüm bu iftiralara karşı Türkiye kendi gerçeklerini her türlü platformda anlatacak. Bununla birlikte özellikle dış kamuoyu hedefte tutulacak. Türkiye’nin yaşadıkları, karşı karşıya olduğu riskler yabancı basına anlatılacak.
HER OLASILIĞA HAZIRLIK
Üst düzey siyasi bir kaynağım, “Olumsuz havayı yayanlar, bir haftaya kadar Türkiye’nin ne yapmaya çalıştığını net görecek. Korkuları ve yalanları boşa çıkacak” dedi. Yine de tüm olasılıklara karşı Ankara’nın hazırlık yaptığının da altını çizmek gerek. Sözde Türk dostu senatörün olası yaptırım tasarısının yasalaşması ihtimalinden AB’nin elini taşın altına koymaması ihtimaline kadar. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da söyledi, “Kapıları açarız, 3.6 milyon mülteciyi göndeririz” dedi.
Türkiye’nin “Mültecilerin yükünü taşıyamıyorum” demekten İncirlik’e kadar önünde birçok seçenek var. Hem “kara propagandaya hazırlık” hem de “her olasılığa hazırlık” ana başlıklarında ortaya çıkan politik çerçeve, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti il başkanları toplantısında yaptığı konuşmayla da kamuoyuyla paylaşılmış oldu.
Paylaş