Tam saha pres

TÜRKİYE-ABD arasında güvenli bölge görüşmeleri sürerken, Türkiye diplomatik anlamda tam saha pres uyguluyor.

Haberin Devamı

Önce Türkiye’nin güvenli bölge ısrarındaki amacını hatırlayalım.

- 440 km’lik sınırın güvenli hale getirilmesi. ABD tarafından silahlandırılan teröristlerin sızmasını engellemek. Terör tehdidini en alt düzeye indirmek. Bölgede olası farklı yapılanmaların önüne geçebilmek.

- Türkiye’nin içindeki mültecileri güvenli bölgeye yerleştirmek.

Bu amaçlar doğrultusunda bir yanda ABD ile müzakereler yürütülürken, bir yandan da masada “sonuç alınamaması” ihtimaline karşılık askeri sevkıyatlarla sınırda hazırlık yapılıyor. ABD ile müzakereler henüz bitmiş değil. Şimdi üzerinde uzlaşılan ve müzakerelerin sürdüğü başlıklara göz atalım.

Tam saha pres

Haberin Devamı

ABD İLE MÜZAKERE MASASI

1) FAZ 150 KM: 440 km’lik sınırın şimdilik 150 km’sinde uzlaşma sağlandı. Bir önceki yazımda yaklaşık 120 km olarak ifade etmiştim ancak kaynaklarım tam 150 km olduğu yönünde bilgi verdiler. Telabyad’ın biraz gerisinden başlayan, Resulayn’ın biraz ötesinde biten bir sınır düşünün. Ankara’ya göre derinlikte son söz söylenmiş değil. Ankara 30 km’de ısrarcı. ABD ise daha az bir derinlikten yana: 5-14 km arası değişen bir derinlikten söz ediliyor. Haritayı göz önüne getirin. Derinliği de çizdiğinizde ortaya bir dikdörtgen çıkıyor. Tam uzlaşma durumunda güvenli bölgenin ilk etabı bu alanı kapsayacak. Ankara’nın amacı hattı sağdan ve soldan uzatarak tüm sınırı boyunca güvenli bölgeyi bir an önce kurmak.

2) KONTROL, HAVA SAHASI VE SİLAHLAR: Türkiye güvenli bölgenin kontrolünün kendisinde olmasını istedi ancak ABD ile kontrol sağlamakta sakınca görmüyor. İlk etapta haritada gördüğünüz dikdörtgen alandaki hava sahasının da kontrolünün kendisinde olması gerektiğini söyledi. Anlaşma, o alandan çekilecek teröristlerin ağır silahlarının ve silahlarının toplanmasını kapsıyor. Amerika görüşmelerde “Tamam” dedi. Ankara çekilme sürecinin ardından silahları görmek isteyecek. Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından tespitinin yapılması gereken diğer konu ise mevziler. Ankara terör mevzilerinin ortadan kaldırıldığı tespitinin bizzat Türk askeri tarafından yapılmasını istiyor.

Haberin Devamı

- 3) MİLİS GÜÇ OLUŞUMU: İki ülke asayiş olayları için “polis-bekçi” gibi görev yapabilecek milis gücü oluşturulmasında da anlaştı. Anlaşma “terör örgütü üyesi olmayan” kişilerden oluşturulmasını içeriyor. Bölgede yaşayan Kürt, Türkmen, Araplardan oluşturulacak. Müzakerelerde varılan uzlaşmaya göre milis gücünü iki ülke birlikte oluşturacak. Üstelik karşılıklı itirazlar çerçevesinde “istenmeyen kişiler” listeden çıkarılacak. Örneğin Türkiye “Bu kişi terör örgütü ile alakalı” der ise ABD kabul edecek.

İşte son dönemde akıllarda soru işareti yaratan konulardan biri de bu. Anlaşmaya rağmen ABD’nin milis gücünü tek başına oluşturmak için harekete geçtiğine ilişkin iddialar var. Yerel kaynaklardan edindiğim bilgilere göre ABD’nin tek taraflı oluşturduğu Kürt-Arap gücünü eğitmeye başladığı belirtiliyor. Bu Ankara’nın kabul edebileceği bir durum değil. Zaten uzlaşmaya da aykırı.

Haberin Devamı

Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere açık ve net, “Amerikalıların ikili oynamaması gerektiğini, terör örgütü ile angajmanını kesmesi gerektiğini ve güvenli bölgede oyalamanın kabul edilmeyeceğini” söylüyor. Askeri temaslar ve müzakereler sürüyor. Konu A’dan Z’ye Erdoğan-Trump görüşmesinde de ele alınacak. Temel amaç, sorunu uzlaşarak, diplomasi ile çözmek. Aksi halde Türkiye kendi göbeğini kesmeye hazırlanıyor. Bu kararlılığın ardında sınırlarımızın hemen ötesindeki gerçekler yatıyor. Oradaki gerçeklere ilişkin son duruma bakacak olursak...

PİLOT EĞİTİMİ İDDİASI

DEAŞ ile mücadele adı altında ABD sınırımızın hemen ötesinde terör örgütünden adeta bir ordu kurdu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘Zeytin Dalı harekâtı’nı kapsayan bölgede karşılaştığı terör örgütü üyeleri ile bugün Fırat’ın doğusunda bulunan terör unsurları arasında ciddi fark var. ‘Zeytin Dalı harekâtı’ bölgesindeki teröristler profesyonel eğitimi bu şekilde almamışlardı. Fırat’ın doğusundaki teröristler başta ABD olmak üzere birçok ülke tarafından eğitildiler ve donatıldılar. Drone eğitiminden güdümlü tanksavar eğitimine kadar... Ankara’ya ulaşan bir başka iddia ise YPG’li teröristlere helikopter pilotluğu eğitimi verildiği... Sadece eğitim değil, söz konusu teröristlerin ABD sayesinde DEAŞ’a karşı savaş tecrübesi de bulunuyor. Tam eğitimli ve donanımlı terörist sayısının 35-40 bin civarında olduğu belirtiliyor.

Haberin Devamı

Başa dönecek olursak, terör örgütünün güç kazanması artık sadece sınırlar için bir tehdit olarak görülmüyor, Türkiye Cumhuriyeti’nin beka sorunu olarak görülüyor.

SINIR HATTINDA TÜNELLER

Öyle ki terör örgütünün sınırın hemen ilerisini tünellerle birbirine bağladığı bilgisi var. Amaçları olası bir harekâtta tünellerden mevziler arası kuvvet kaydırmak. İşte tüm bu nedenlerle Ankara “güvenli bölge”nin kurulmasında kendi güvenliği için ısrarcı. Birinci faz için tam uzlaşma sağlanır ve harekete geçilirse, havadan ve karadan kontrol sağlayarak kalıcı üs bölgeleri oluşturmayı planlıyor. Arama, tarama ve temizleme faaliyetleri ile birlikte alan hâkimiyetinin tesis edilmesi amaçlanıyor.

 

Yazarın Tüm Yazıları