Paylaş
Zamanında da yapılsa, erkene de alınsa, seçim tarihi az biraz öne de çekilse siyaset sahnesi şimdiden hareketli. Bu hareketin temel nedenlerinden birini AK Parti ile MHP’nin birlikte çalıştıkları seçim ve siyasi partiler yasası oluşturuyor.
KAPSAMLI BİR ÇALIŞMA OLUR MU?
Seçim barajının yüzde 7 olarak telaffuz edildiği düzenlemelerin diğer ayrıntıları henüz belli değil. Hatta kapsamlı bir çalışma olup olmayacağı da şu an için belirsizliğini koruyor. Bu durumun nedeni AK Parti kulislerinde, “Üzerinde çalışmalar sürüyor. Ancak henüz çok sayıda madde üzerinde anlaşmış değiliz. Şu haliyle ufak bir revizyon şeklinde” sözleriyle anlatılıyor. Çalışmanın son şekli için de kapsamlı bir hale gelip gelmeyeceği kararı için de gözler iki liderin yani Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin görüşmesine ve üzerinde uzlaşacakları başlıklara çevrilecek. Yine de düzenlemenin ayrıntıları, düzenlemenin yasalaşacağı tarih bile siyaset sahnesinin daha da hareketlenmesine hatta kimileri için kartların yeniden dağıtılmasına yol açabilir.
KİM KAZANÇLI ÇIKAR?
Düzenlemenin sadece yüzde 7 seçim barajı ayrıntısı belli olduğundan, bu durumdan kim kazançlı çıkar, kim kaybeder sorusunun yanıtı da önem taşıyor. Yüzde 10 barajından korkan ve ‘oyum boşuna gitmesin’ diyen seçmenler kendi partilerine geri dönebilir. Bu durum küçük partilerin de yüzde 10 baraj sınırında dolaşan partilerin de oy oranlarını yükseltebilir. Bu durumda küçükler ve yüzde 10 civarında dolaşan partilerin oyları artarken, büyük partilerinki azalabilir. Bu tabloda ittifaklar açısından küçük partileri yanına çekmek de yine önemli olacaktır.
CUMHUR İTTİFAKI GENİŞLER Mİ?
Siyasetteki hareketliliğin bir başka nedeni ise Cumhur İttifakı’nın adayı belli iken, Millet İttifakı’nın çerçevesi ve adayının henüz belli olmaması. Üstelik belki sahnede “üçüncü yol ya da üçüncü bir ittifak” daha boy gösterecek. Üstelik Cumhur İttifakı’nın da genişlemesi bir başka olasılık. Bunu liderlerin manevraları da, açıklamaları da destekliyor. Bu hareketliliğin önümüzdeki bir yıl içinde daha da artacağını da unutmayalım. Hem AK Parti hem de MHP “Cumhur İttifakı’nın bozulabileceği” iddialarına kesin bir dille karşı çıkıyorlar. Erdoğan ve Bahçeli arasındaki kararlılık ve ilişkiye dikkat çeken kurmaylar “Siyasette deprem etkisi yaratacak bir gelişme yaşanmadıkça Cumhur İttifakı’nın yola devam edeceğini” belirtiyorlar. Ancak ittifakın genişlemesi iki parti açısından da bir hedef.
SAADET PARTİSİ’NİN MANEVRALARI
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Oğuzhan Asiltürk’ün görüşmelerinin ardından Saadet Partisi’nin siyasi arenada nerede konumlanacağı tartışma konusu oldu. Belirsizlik hâlâ sürüyor. Bunu da Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu’nun açıklamaları net bir biçimde ortaya koydu. Karamollaoğlu, “İttifaklar seçime girileceği zaman ortaya çıkar. Geçmişte doğrudur, biz ittifakın içinde bulunduk ama mesela mahalli seçimlere giderken her seçim bölgesinde seçime Saadet Partisi olarak girdik. Bundan sonra da nerede bulunacağız, bir beyanda bulunmadık. Bundan dolayı da seçim sathı mahallinin dışında ‘falanca ittifaktayız’ gibi bir yaklaşım biraz zorlama sayılabilir. Şu anda ittifak diye bir şey söz konusu değil hiçbir parti için” dedi. Yani Saadet Partisi şu an için ne Millet İttifakı’nda ne de Cumhur İttifakı’nda... Üstelik bu ittifaklara girmek için de kamuoyuna açıkladıkları bazı şartları var. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşme arzusunda olduğunu dile getiren Karamollaoğlu, Ruhat Mengi’ye yaptığı açıklamalarda bu şartları “başkanlık sistemini değiştirmek ve yanlışlardan dönmek” ifadesiyle açıkladı. Millet İttifakı için ise “Millet İttifakı adayını partici yaklaşımla belirleyemez” dedi. Uzun lafın kısası Karamollaoğlu’na göre Kemal Kılıçdaroğlu da Meral Akşener de aday olmamalı... Talepleri kabul eden olur mu bilmem ama iki ittifak da oy oranının çok üzerinde taleplerle gelinmesinden duydukları rahatsızlığı önümüzdeki süreçte açıkça ortaya koyarsa kimse için sürpriz olmayacaktır.
Paylaş