Putin-Erdoğan görüşmesi

BİR yanda İdlib, diğer yanda Fırat’ın doğusu ve güvenli bölge müzakereleri.

Haberin Devamı

Türkiye açısından iki kritik cephe, iki kritik başlık. Bu iki ana başlıkta gözler bugün Rusya’ya çevrildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün görüşecekler. Ana konu İdlib olsa da her iki kritik başlık da masada olacaktır. Bu çerçevede İdlib konusuyla başlayalım...

EN SICAK BAŞLIK: İDLİB

* İdlib çatışmasızlık bölgesi ilan edilmiş, Türkiye’nin askeri gözlem noktaları ile birlikte buradaki terör gruplarının varlığının elimine edilmesine karar verilmişti.
* İdlib dışındaki tüm bölgeleri ele geçiren Şam rejimi için hedefin İdlib olacağı da tahmin ediliyordu. Rusya’ya bu konuda sık sık uyarılar yapıldı. Süreçte de rejim taciz atışlarında bulundu, Türkiye uyardı. Ancak Rus destekli rejim güçlerinin ilerlemesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 19 Ağustos’ta saldırıya uğraması, Türkiye’nin 9 nolu gözlem noktasının kuşatma altına alınması krizi başka bir boyuta taşıdı.
* Ankara yaklaşan anayasal süreç sebebiyle “Sahada güçlü olan masada güçlü olur” tezinden hareketle rejimin saldırıları arttırdığı değerlendirmesini yapıyor. Üstelik hedefin Türkiye’nin İdlib’den çıkarılması olduğunun, rejimin İdlib’de tam hâkimiyetinin sağlanması olduğunun da farkında.
* Rusya Devlet Başkanı Putin, “Suriye’de bölgenin askerden arındırılması konusunu Soçi’de konuştuğumuzda, bölgenin yüzde 50’si teröristler tarafından kontrol ediliyordu. Şimdi bu oran yüzde 90’a ulaştı” dedi. Ankara’nın elindeki verilere göre rakamlar doğru değil. Rusya ve rejim rakamları yükselterek saldırının altyapısını hazırlıyor. Ankara’ya göre HTŞ militanlarının sayısı 25 bin ile 30 bin aralığında. İrili ufaklı diğer terör örgütü mensuplarının sayısı ise yaklaşık 8 bin. Putin-Erdoğan görüşmesinde belli ki bölgedeki son durum ayrıntıları ve verilerle konuşulacak.
* Diğer yandan Putin-Erdoğan görüşmesinden bir gün önce Rusya peş peşe açıklamalar yaparak hem terör örgütlerine bakışını hem de rejimin saldırılarına bakışını net bir biçimde ortaya koydu. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un açıklamalarında iki kritik başlık öne çıktı. Lavrov, “Rus hava güçlerinin destek verdiği Suriye ordusunun eylemleri Türkiye ile yapılmış hiçbir anlaşmayı ihlal etmiyor” dedi. Türkiye’ye İdlib’de ortak devriye çalışması yürütülmesini önerdiklerini ancak bu hususta şimdilik anlaşma sağlanamadığını söyledi.
* Lavrov’un ardından Kremlin’den açıklama geldi. “Putin birçok kez Erdoğan’ın İdlib’deki durumla ilgili endişelerini anladığını söyledi. Ancak o da militanların artan saldırılarıyla ilgili endişeli” ifadesinin yer aldığı açıklamada, “İdlib’deki teröristlerin kafalarının ezilmesi ve yok edilmesi” gereğinden bahsetti.

MASA DAĞILMAZ

Haberin Devamı

Karşılıklı açıklamaların dozu yüksek. Yine de masanın dağılması zor. Rusya ve Türkiye’nin Suriye başta olmak üzere birçok konuda stratejik işbirlikleri var. Erdoğan ile Putin masada oturup görüşürken, S-400’lerin ikinci bataryası Türkiye’ye geliyor olacak. İki ülke de işbirliğine mecbur. İdlib’de “ateşkes” nasıl sağlanacak, “çatışmasız ve saldırısız duruma dönüş ve o durumun muhafaza edilmesi” için nasıl adımlar atılacak, Rusya’nın yeni bir teklifi olacak mı göreceğiz. Türkiye, İdlib’de çatışmasızlık ortamının devam ettirilmesinin siyasal çözüm sürecinin olmazsa olmaz koşulu olduğunu hatırlatacaktır. Astana sürecinin bitmesinin olası maliyeti ise tüm bölgeyi ilgilendiren büyük bir sorundur. İki ülke Türkiye’nin 12 gözlem noktasından çekilmeden, sahada atılacak adımlarla sonuç almaya odaklanabilir.

Haberin Devamı

GÜVENLİ BÖLGE MÜZAKERELERİ

Gelelim diğer kritik başlığa, Fırat’ın doğusuna... ABD-Türkiye müzakereleri sürüyor, adımlar atılıyor. Ancak bu konudaki son gelişmelere ilişkin Rusya Devlet Başkanı’nın bir açıklaması yok. 15 Ağustos 2019’da Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, “Suriye’nin kuzeydoğusunu izole etmeye yönelik girişimler endişe vermektedir. Bu konuda Rusya’nın yaklaşımı değişmemiştir. Biz Suriye’nin kuzeydoğusunda uzun vadeli istikrar ve güvenliğin sağlanmasını istiyoruz. Bu da Suriye’nin egemenliğinin restorasyonu ve Suriye halkının bir parçası olan Kürtlerle Şam’ın etkili diyaloğu sayesinde gerçekleşebilir” demişti.

Güvenli bölge müzakerelerine ilişkin bildiğimiz son demeçleri böyle. Karşı olduklarını ortaya koyan bir açıklama. Putin bu konuda bugün basının önünde ya da görüşmede ne diyecek göreceğiz. Ocak 2019 tarihinde ABD’nin güvenli bölge önerisinde bulunmasından hemen sonra ise Rusya Devlet Başkanı, “Adana Mutabakatı önemli, Türkiye bunu işlemeli” açıklamasını yapmıştı. Güvenli bölge yerine Şam-Ankara diyaloğunun yeniden tesis edilerek 1998 yılında terörle mücadele için imzalanan Adana Mutabakatı’nın yeniden canlandırılmasını önermişti.

Asıl soru şu: “Putin tüm bu kritik gelişmelerin ardından ‘Şam ile Ankara’nın hem Suriye’nin kuzeyi hem de İdlib sorunu için bir diyalog kanalı oluşturmasına ihtiyaç var’ der mi?

Yazarın Tüm Yazıları