Paylaş
Mevcut vakanın yeri açıklansın.
Eve iki aylık malzeme depolamak gerek.
Ürünleri stoklayayım, zamanı gelince satar, köşeyi dönerim.
Ürünün satış fiyatını istediğim kadar arttırırım, nasıl olsa yok satıyor.
Virüsü ilgilendiren her konu başlığını siyasi tartışmaya çevireyim, karşı tarafın üzerine yürüyeyim.
Başka ülkelerdeki görüntüleri Türkiye’deymiş gibi sosyal medyaya koyayım, panik yaratayım.
Bana bir şey olmaz, açıklanan önlemlere uymuyorum.
İşte bu kafalar koronavirüsten daha tehlikeli! Virüs kadar bunlardan da uzak durmaya çalışın, bunlara karşı da önlem alın!
Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmişken, her açıklamada “Şeffaf olmaya devam edeceğiz” derken, bakanlık ya da hükümet neden ve nasıl vaka saklasın?
Mevcut vakanın yeri niye açıklansın? Panik olmak için mi? Şehirden kaçmak için mi? İtalya’daki gelişmeleri izlediniz mi, okudunuz mu? Vaka ve şehir açıklamak insanların yer değiştirmesine ve virüsün ülkenin geneline yayılmasına neden oldu. İtalya örneği varken bu ısrarın nedeni ne?
Sadece bir vaka çıkmışken, uzmanlar “Dolaşan virüs yok” derken, marketlere gidip rafları boşaltacak kadar ürün almak nedir? Bu arada market arabalarının da mutlaka düzenli temizlenmesi gerektiğini hatırlatalım. Günlerdir marketlere akın ederek alışveriş yapanlar, ürünlerini koydukları ve ellerini dokunduklarını market arabalarının hijyenini hiç düşündüler mi?
İnsanların korkusundan, kaygısından yararlanarak, tüm dünya endişe içindeyken nasıl bir zihniyet ve nasıl bir insan 3 liralık ürününü 6 lira, 10 lira, 100 lira yapar? Hiç mi vicdanınız, ahlakınız yok?
İnsanları korkutan yalan yanlış haberlerle ve mesajlarla ne amaçlıyorsunuz? Hangi kaosun peşindesiniz?
Dünyanın her yerinde böyle bir durumda hükümetlerin önlemleri yeterli değilse, zamanında alınmıyorsa tabii ki eleştirilir. Ancak ortada böyle bir durum yokken virüs ve mücadeleyi siyasi tartışma konularına bağlamaya çalışmak ile ne amaçlanmaktadır?
Sabahtan akşama uzmanlar “Panik yapmayalım ama tedbirli olalım” derken, “Bana bir şey olmaz, Türklere bir şey olmaz, yurtdışından geldim ne var yani, gel öpeyim kardeş virüs bize bir şey yapmaz” neyin kafasıdır?
VİRÜS ‘ÜST DÜZEY’ TANIMIYOR
Sağlık Bakanlığı’nın 14 kuralı da 14 gün kuralı da istisnasız uygulanmalı. Kamu özellikle yurtdışına çıkanların 14 gün evlerinde kalmaları kuralında özel sektöre öncülük etti. Virüs devlet başkanı, bakan, oyuncu, futbolcu demiyor, tanımıyor. Kısacası 14 gün kuralına hepimizin uyması önemli ve artık bir zorunluluk. Buna yurtdışına giden, gitmek zorunda kalan resmi heyet üyeleri de dahil. O heyetlerin güvenlik ve organizasyonunu sağlamak için önden giden ekipleri de hesaba katarsak risk yarattığını görürüz. Kısacası kim olursak olalım, kurallara uymalıyız.
Siyaset de virüs ile mücadele için bazı önlemleri hayata geçiriyor. Bu yazının yazılmakta olduğu saatlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde salı ve çarşamba günleri yapılmakta olan grup toplantılarına ilişkin bir karar alınmamıştı. Siyasi parti grup toplantılarının da artık bir süreliğine izleyicisiz yapılması gerekmiyor mu? TBMM’nin ziyaretçi sayısını da göz önünde bulundurursak, bir süreliğine bu konuda da bir kısıtlama getirilmesi sağlıklı olmaz mı?
Paylaş