Paylaş
En sıcak başlıklar ise şunlar:
1- ABD-Türkiye ilişkileri ve ABD’nin bitmeyen yaptırım tehdidi ve girişimleri.
2- Bu girişimlere karşılık Türkiye’nin Kürecik ve İncirlik kartını çekmesi.
3- İç politikadaki en tartışmalı konu olan Kanal İstanbul’un Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilişkilendirilmesi ve bu kapsamdaki iddialar.
4- Doğu Akdeniz’deki gelişmeler, Türkiye ile Libya’nın mutabakat zaptı ve “Gerekirse Libya’ya asker göndeririz” söylemi.
Bu kritik başlıklar hakkında konuşmak üzere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile buluştum. Açıklamalarını sizlerle paylaşacağım.
ABD’NİN YAPTIRIM AJANDASI
ABD’NİN YAPTIRIM KARARLARINI ASLA DOĞRU BULMUYORUZ
CHP Genel Başkanı, ABD’nin yaptırım ve tehdit politikasını doğru bulmuyor. Üstelik büyük bir haksızlık yaratacağını düşünüyor. Kılıçdaroğlu’nun mesajları şöyle:
“Bizim arzumuz Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin düzelmesidir. Diğer devletlerle de ilişkilerimizin iyi olmasını isteriz. Yani barış eksenli bir ilişkinin tüm ülkelerle gelişmesini ve büyümesini isteriz. Amerika ile Türkiye arasındaki ilişkilerin bozulması, hiç düzelmeyecek anlamına gelmez. Bu konuda iki tarafın da daha olgun ve dünya koşullarını değerlendirerek adım atmalarının yararlı olacağını düşünüyorum. Yaptırım uygulanması ilişkilerin sertleşmesine, geri dönülmez bir şekilde kırılmasına yol açabilir. Bundan iki ülkenin de bir şekilde kaçınması gerekir.”
İNCİRLİK VE KÜRECİK KOZU
TEHDİT YERİNE MÜZAKERE KANALLARI AÇILMALI
CHP Genel Başkanı’na Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kapatılması gerekiyorsa İncirlik’i de kapatırız, Kürecik’i de kapatırız” sözünü hatırlattım. Kılıçdaroğlu, karşılıklı restleşme ile sorunların çözülemeyeceğini söyledi ve ekledi:
“Restleşme yerine sorunları nasıl çözeriz, sorunları nasıl aşarız bağlamında açıklamalar ve görüşmeler yapılmalı. Türkiye’nin her sıkıştığında bu tehditleri kullanması, elindeki kartları bu kadar açık etmesi, muhataplarını bu tehditleri bertaraf edecek adımlar atmaya zorlayacaktır. Nitekim ABD, bölgede İncirlik Üssü’ne alternatif olabilecek birçok üs kurmuştur. Her fırsatta bu üslubu kullanmak Türkiye’nin çıkarlarına aykırıdır. Bunun yerine, müzakere kanallarını açık tutarak diplomasiyi önceleyen bir yaklaşım benimsenmelidir.”
CHP Genel Başkanı, tüm bu sürece neden olan S-400’ler için “Aldıysak kullanacağız” dedi. ABD’nin zamanında Türkiye’ye Patriot’ları satmamasının ABD tarafından değerlendirilmesi gerektiğini de söyledi. Kılıçdaroğlu, “Patriot’lar konusunda özel bir engelleme yapılmasaydı belki Türkiye bu sürecin içerisine girmeyecekti. Amerika’nın oturup bunu da kendi çerçevesinde değerlendirmesi lazım” diye konuştu.
KANAL İSTANBUL VE MONTRÖ
KANAL İSTANBUL GERÇEKLEŞMEYECEK BİR PROJE
Hatırlayacaksınız, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kanal İstanbul’un siyasi bir boyutu olacak. Vakti gelince açıklarız. Sükse yapacak” demişti. Ardından da bazı yazarlar tarafından o süksenin Montrö anlaşması ile ilgili olduğu iddia edildi. Öncelikle şunu söyleyeyim: CHP Genel Başkanı, Kanal İstanbul’un gerçekleşmeyecek bir proje olduğunu düşünüyor. Önce Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki sözlerini paylaşayım.
“Tamamen gündemi saptırmak amacı ile ortaya konuldu. Vatandaşın günlük sorunlarını gündemden düşürmek amaçlı bir konu olduğuna inanıyorum. Örneğin işsizliği, örneğin ekonomik krizi gündemden düşürmek için... Hangi kaynakla, nasıl yapacaksın? Para verip geçecekler oradan. Boğaz’dan bedava geçiyor zaten, neden para versin? Akıl var, mantık var. Her türlü akılcılıktan uzak. Siyaset bunu tartışacağına bu konuyu teknisyenlerin, uzmanlarının, bilim insanlarının tartışması lazım. Uzmanların bu konuda olumlu veya olumsuz görüşlerinin kamuoyu ile paylaşılması lazım. Amaç Kanal İstanbul’u yapmak değil, amaç halkı gündeminden kopararak farklı bir konuda tartışma zeminine çekmektir.”
MONTRÖ’NÜN TARTIŞILMASI TÜRKİYE’NİN ÇIKARLARINA AYKIRIDIR
Peki iddia edildiği gibi Montrö’ye etkisi olur mu? Ya da bu eksende Montrö’nün tartışmaya açılması doğru mu? CHP Genel Başkanı’nın bu sorulara yanıtı ise şöyle:
“Kanal İstanbul kapsamında Montrö’nün tartışmaya açılması dahi Türkiye’nin çıkarlarına aykırıdır. Türkiye’nin Boğazlar’da hassas bir denge üzerinde duran kazanımlarının masaya yatırılma ihtimali dahi, karşı çıkılması gereken bir durumdur. Montrö’nün delinmesi, Türkiye–Rusya ilişkileri bakımından da olumsuz bir dizi gelişmeye yol açabilir.”
LİBYA’YA ASKER GÖNDERME TARTIŞMASI
NE İŞİMİZ VAR LİBYA’DA?
CHP, Türkiye’nin doğu Akdeniz’de Libya ile yaptığı mutabakatları destekliyor. Ancak Libya’ya asker gönderme söylemine karşı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir soru üzerine gerekirse Libya’ya asker gönderilebileceğini söylemişti. CHP Genel Başkanı’nın bu konuda uyarısı var.
“Ne işimiz var Libya’da? Suriye batağında ne işimiz vardı? Siyasi iktidarın Suriye batağında yaşananlardan ders alması lazım.”
Paylaş