Paylaş
Herhangi bir sabahtan Türkiye örneği sizlere... Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ile telefon sohbetimiz onun bu sözleriyle başladı. Sevgili okurlar, tahmin edeceğiniz gibi konumuz İstanbul Sözleşmesi. Sonda söylenmesi gerekeni başta söyleyerek başlayacağım: Kadınları ilgilendiren konularda kararları erkekler vermesin. Kadınlar da korkmadan, çekinmeden, siyasi kaygı duymadan konuşsun lüften!
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE KADINLAR NE DİYOR?
Sadece Canan Güllü ile konuşmadım. Birçok farklı görüşlerden birçok kadını, birçok dernek temsilcisini aradım. Muhafazakâr ya da değil hepsinin ortak görüşü şu:
“İstanbul Sözleşmesi kadına karşı, insana karşı şiddeti önlemeye yönelik. Anayasa ve hukukta ne var ise o çerçevede kaleme alınmış. Kimseye özel bir alan açmıyor.”
Altını çiziyorum: Bu görüş muhafazakârların da muhafazakâr olmayanların da ortak görüşü.
KİM BU CEMAATLER?
Peki Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı şehirden adını alan, 9 yıldır yürürlükte olan meşhur İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışma nereden çıktı? Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü’ye göre kara propaganda 2009 yılında başladı:
“Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) üzerinden cemaatlerin bir savaşı oldu. Cemaatler, KADEM üzerinden Sayın Cumhurbaşkanı’na yüklendi. Yaptıkları kara propaganda şöyle oldu:
Bu sözleşme aileyi dağıtacak.
Bu sözleşme eşcinsel evliliklerine yol açacak.
Bu sözleşme eşcinselliği arttıracak.
Böyle bir şey yok. Sözleşmede bunlarla ilgili herhangi bir madde yok. Beni en çok üzen FETÖ’nün dördüncü yıl travmasını yaşarken üç cemaatin isteği üzerine İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını konuşmamız oldu. O zaman biz niye mücadele ettik? Cemaatlere bu söz hakkını verenleri affetmeyeceğim.”
KAMPLAŞMANIN ARKASINDA NE VAR?
Canan Güllü, cemaatlerin kara propagandasına bu sözlerle dikkat çekti. Konuştuğum AK Partili bazı kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’ne karşı Twitter’da kampanya başlatan hesapların iyi incelenmesi gerektiğini söylediler. Özellikle altını tekrar çiziyorum: “İstanbul Sözleşmesi kalmalı” diyen bazı AK Partili isimler bir tehlikeye de dikkat çekiyor, “Sözleşmeye karşı çıkmak dindarlık, sözleşmeyi savunmak dindar olmamak gibi bir cepheleşme yaratıldı. Bu kamplaşma masum değil. Buna müsaade edilmemeli” sözleriyle uyarıda bulunuyorlar.
AK PARTİ’DE ÇEKİŞME İDDİASI
İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmalar sürerken, Meclis Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyon Başkanı da değişti. İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmaları “9 yıl sonra niye günah keçisi haline geldi?” diye eleştiren Komisyon Başkanı Canan Kalsın görevden alındı. Bu görevden alınma ile ilgili de tartışma çok. Bir kaynağım, “Sorun tek başına İstanbul Sözleşmesi değil, parti içinde o koltuğa oturmak isteyen çoktu, tabii kadınlar arası anlaşmazlık da var” dedi.
CUMHURBAŞKANI’NA ÇAĞRI
Peki İstanbul Sözleşmesi ne olacak? Çekince sadece sözleşme imzalanırken konulabiliyor. Bu nedenle AK Parti içinde Türkiye’nin sözleşmeden çıkması tartışıldı. MYK toplantısından sızan bilgilere göre Türkiye sözleşmeden çıkmak için Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ya da niyet beyanı yöntemini kullanabilecek. Ancak Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonları Başkanı Canan Güllü’nün bu yönteme itirazı var: “Bu sözleşme Anayasa gereği iç hukuktan üstündür. Meclis’te onandı, TBMM tarafından oylanarak kaldırılabilir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın kararnamesi ile olmaz.” Güllü’nün bir de çağrısı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadın dernekleri temsilcilerini dinlemesi çağrısı.
SON SÖZ
Umarım Cumhurbaşkanı kadın derneklerini dinler. Her görüşten kadın derneği İstanbul Sözleşmesi kalmalı görüşünde birleşiyorsa, bu önemlidir. Ayrıca başta da yazmıştım. Bu biz kadınları ilgilendiriyor. Kadınlar öldürülüyor, kadınlar tecavüze uğruyor, kadınlar cinsel tacize uğruyor. Bu yüzden kararı erkekler vermesin. Ve sevgili kadın siyasetçiler; öldürülen, tecavüze uğrayan kadınlarımızı, kız çocuklarımızı düşünün. Doğru bildiğinizi yüksek sesle dile getirin. Bu konuda sessizlik sizlere yakışmıyor.
Paylaş