Paylaş
Bir süre Çin’de olanları, sonra diğer ülkelerde yaşananları hem endişe hem de “Bize gelmesin” temennisiyle takip ettik. Ancak dünya genelindeki bir salgın doğal olarak bizi de vurdu. Panik yapmadan, rehavete kapılmadan, resmi açıklamaları takip ederek, açıklanan tedbirlere mutlaka uyarak, birbirimize anlayış, saygı göstererek bu süreci en az kayıp ve hasarla atlatmayı umuyoruz. Sizlere Ankara’dan virüs konusunda derlediğim bilgileri, devletin çeşitli kurumlarındaki çalışmaları ve toplantılarda konuşulanları, tespitleri aktaracağım.
ADIM ADIM TEDBİRLER
Tedbirler adım adım devreye giriyor. Sosyal medyada görüyoruz, “Sokağa çıkma yasağı ilan edilsin, AVM’ler kapatılsın” gibi çağrılar yer alıyor. “Devlet neden hemen bunları uygulamaya geçmiyor?” sorusuna yanıt aradım. Bana verilen yanıtları ve yapılan tespitleri şöyle sıralamak mümkün:
*Avrupa’da vaka sayısı artıyor. Türkiye’de de artacak.
*Virüs için çok bilinmeyenli bir denklem tanımı yapılıyor. Mutasyon biçimleri tam tespit edilemedi. Her bedende farklı mutasyona uğrayabildiği belirtiliyor.
*Sağlık sisteminde altyapısı güçlü olan ülkelerde vaka sayısı artsa da ölüm oranı düşük kalıyor. Türkiye’nin sağlık sisteminde altyapısı güçlü; Türkiye, Almanya kategorisinde. İtalya ve İspanya’daki sorunların başında hem sağlık altyapılarının yeterince güçlü olmaması, hem de yaşlı nüfusun fazla olması geliyor.
*Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık ettiği toplantıda katılımcılardan AVM’ler konusunda görüşler alındı. “Kapatılsın” diyen de oldu, “Kapatılmasın” diyen de. AVM’lerde insanları yakın mesafede bir araya getiren kafeler, spor salonları gibi mekânların kapatıldığı, esnafın da durumunun düşünülmesi gerektiği tavsiyesi yapıldı. Vaka sayısındaki artışa göre gönüllülerin dışındaki AVM’lerin de kapatılması süreçte yeniden değerlendirilecek.
*Özel sektörle temas kurulup (kimileri tek tek aranarak) mümkünse işlerin evden götürülmesi, yani evden çalışma sistemine geçilmesi, önümüzdeki üç kritik hafta için işyerlerinin, mağazaların kapatılması istendi.
*Milli Eğitim Bakanı da mesajı verdi. Yine vaka sayısına ve salgının ilerleyişine göre okulların kapalı tutulacağı süre revize edilecek.
*Ankara’da yapılan toplantılarda bireylerin ve toplumun psikolojik durumunun da önemi konuşuldu. Bu konuya da dikkat edilmesi, tedbirlerin alınması planlanıyor. Sokağa çıkma yasağının “son çare” ya da “en son tedbirlerden biri” olarak düşünülmesinin nedenlerinden biri de bu. Yaratabileceği travmatik sorun üzerinde duruldu. Bir kaynağım, “Gerekirse bu tedbir de hayata geçer ancak toplumun ruh sağlığını, olası travmaları da düşünüyoruz. Önemli olan şu ana kadar açıklanan tüm kurallara hassasiyetle uyulması” dedi.
*Başta sokağa çıkma yasağı olmak üzere, ileri tedbirlerin toplumsal ihtiyaçlar ve ekonomi açısından da değerlendirildiğini söyleyelim.
VİRÜSÜN KAYNAĞI VE ANALİZLER
*Devletin ilgili kurumları, gelişmeleri hassasiyetle ve günlük raporlarla takip ediyor. Ankara ilk günlerden itibaren diğer başkentler gibi virüsün kaynağı hakkında da bilgi topladı. Japonya başta olmak üzere bazı ülkelerle temas kuruldu. Yetkililer, Çin’i en yakından izleyen ülkenin Japonya olduğu bilgisini veriyor. Bu çerçevede “Çin’de pazardan çıkan virüs” bilgisi elde edildi.
*Bazı kurumlarda virüs sonrası döneme ilişkin de analizler yapıldı, yapılıyor. Analistler özellikle sonraki dönemde dünyanın karşı karşıya kalacağı ekonomik tabloyla mücadeleyi başarıyla yönetemeyen ülkelerde yönetimlere karşı ortaya çıkabilecek halk tepkilerinin üzerinde duruyor. Şimdiden bu salgından sonra ortaya çıkabilecek yeni salgınlar, birileri tarafından üretilebilecek virüsler konusunda önlem alınması gereği üzerinde duruyorlar.
LİDERLER VE VİRÜS
*17 Mart günü, Fransa, İngiltere ve Almanya liderleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan, telekonferans yöntemiyle gerçekleşen dörtlü zirvede virüsle mücadele de dahil birçok konu başlığını ele almışlardı. Salgın ve mücadele konusunda ülkelerindeki son durumu anlatan liderler endişelerini paylaştılar. Dayanışma içinde olmaya karar vererek, “Birlikte ne yapabiliriz, araştıralım” dediler. Sadece dört ülkedeki değil, belki de dünyadaki sorun tam da bu. Birlikte ne yapılabilir ve neden yapılmıyor? Açık söyleyelim, herhangi bir teknoloji paylaşımı yok. Ya da ülkeler mücadele için teknolojilerini birleştirmiyor. Çin ve ABD’nin kendi içlerinde yürüttükleri çalışmalardan işin ticari getirisinin hâlâ fazlasıyla düşünüldüğü anlaşılıyor.
Paylaş