Paylaş
Sen iktidar sayesinde şuralara geldin, konuş!
Sen yalaka mısın, derhal oyunu söyle!
Açıkla! Sen de var mısın? Yok musun?
Şeffaf olacaksın! Kimsin sen? Safını belli edeceksin! Kimlerdensin?! İtiraf et! Öt!
Yahu isteyen oyunu söyler, istemeyen söylemez. Hükümetten korkuyor olabilir. Kitlesinden korkuyor olabilir. Siyasetle anılmak istemiyor olabilir. Trollerden bıkmış olabilir. Politize olmayı sevmiyor olabilir. Kararsız olabilir.
Ne bileyim, AK Partilidir, başkanlık istemiyordur. CHP’lidir, Erdoğan’ı seviyordur. MHP’lidir, taslağı beğenmemiştir. Taslağı henüz okumamıştır, bilmiyordur. Etraftan duydukları kafasını karıştırmıştır, birkaç uzmanı daha dinlemek istiyor olabilir. “Evetçi”dir, “Hayırcı”dır, “Kararsız”dır, “Belkici”dir, “Valla daha bilmiyorum kardeş”çidir. SANA NE?
Bize ne?
O zaman niye gizli yapıyoruz oylamaları? Niye sandık kurup kabinlere perde çekiyoruz?
Herhangi bir kahvede, kafede, sokakta, altın gününde, çarşıda, apartmanda, aile içinde ‘Evet’çilerle ‘Hayır’cılar bir arada mutlu mesut yaşıyor. Siz neyin peşindesiniz ya? “Herkes bağırsın! Herkes safını belli etsin.” “Ya bizden ya onlardan olsun!” Ne bu?
Bırakın insanları rahat. Vatandaşı birbirine karşı bilemeyin artık, yetti ya!
“Safını belli et, safını belli et”! 80 milyon, hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin safındayız, var mı itirazı olan?
Hepimizin safı belli. Safımız Türkiye!
Demokratik, laik, hukuk devleti, birlik beraberlik içinde, vatandaşların birbirini saflara ayırmadığı Türkiye Cumhuriyeti için...
Sen de var mısın kardeşim?
Varsan kutuplaştırmayı, milleti birbirine düşürmeyi derhal bırak!
YEĞENİM DEĞİL DE OĞLUM YAZMIŞ DESEM, O OLUR MU?!
BEN şaşırdım artık. Gelmiş geçmiş en absürd komediyi yazsam, millet bu kafayla drama sanacak. Hem dünyanın hem ülkenin şu halinde, gerçek hayattaki çılgınlığın dozuna ulaşmak o kadar zor ki. Neyse ki genciz. Bir gün, gelecekte, hepimizin gevşediği, dünyanın, ülkenin daha özgür hissettiği, kutuplaşmanın bittiği günler gelecek ve dönüp bu yıllara bakıp müthiş eğlenceli siyasi komediler yazacağız.
Efenim şöyle, Yüksek Seçim Kurulu Malatya il müdürü Facebook’tan bir paylaşım yapmış. Referandumda “Evet” oyu istiyor ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef gösteriyor.
İş büyüyünce demiş ki “Yanlış anlaşıldı veya oğlum yazmış”!
Güzel kardeşim, madem böyle bir skandala imza attın, en azından birine karar ver. De ki “Yanlış anlaşıldım, şunu ifade etmek istemiştim”. Veya öteki. Yani “Oğlum yazmış”!
Ne şimdi bu böyle? “Yanlış anlaşıldım veya oğlum yazmış, hack’lendim aslında, en olmadı sahte hesap, en kötü ihtimalle bahçeye inen uzaylılar beni hipnotize edip zorla yazdırdı!”
Hiçbiri olmazsa, belki “Amaaan ne uğraşacağım” deyip patlatacak: “Daha güçlü bir Türkiye için ‘Evet’ diyorum, Yüksek Seçim Kurulu, sen de var mısın?”
Bence iyi yine oğlum demiş. Çok orijinal fikir. Yeğenim yazmış da diyebilirdi.
Tabii Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef göstermenin suç olduğunu sonradan hissetmiş, geri adım atmaya çalışıyor filan da esas “Evet” için destek isteyen adamın Yüksek Seçim Kurulu il müdürü olmasına kaç puan?
Yahu en güvenmemiz gereken, en objektif, en yansız, en “Evet”çilerden de “Hayır”cılardan da azade olması gereken kurumda il müdürü bu beyefendi. Bir fikri, oyu olması normal de sosyal medyadan bir taraf için çağrı yapacak, muhalefet liderini hedef gösterecek kadar da olur mu? Referandumda Malatyalılar, hele ki “Hayır”cılar, sandığa iç rahatlığıyla gidebilecekler mi şimdi?
Peki diğer şehirlerin YSK il müdürlerinin “yeğenlerinden” de bu denli fanatik ve yanlı olanlar var mı acep?
Paylaş