Paylaş
Sertab’ın blöfünü görüyor ve artırıyorum! Ben de 120 yaşına kadar yaşamak istiyorum, hadi bakalım. Tabii bunun için telomer uzatmak (veya ekletmek miydi, çok hâkim değilim), sağlıklı beslenmek, düzenli spor ve yoga yapmak filan gibi yollara başvurmayacak kadar tembel, sefil biriyim. Ben böyle şu an yaşadığım hayatı yaşayarak, kebabımı, kaymağımı yiyerek, sabaha kadar yazı yazarak, arada partileyip günde 30 dakika yürüdüğümde kendimi çok takdir ederek 120’yi görmek istiyorum. Sertab’dan daha az şansım olduğunun farkındayım ama kısmet.
Ancak her şeye rağmen 100’ü, 120’yi filan görürsem, ölmeden önce yapmak istediklerimle ilgili bol vaktim olacak. Onun için liste oluşturmak için acelem yok. Ayrıca “Hindistan’da bir yıl yaşamak, Angelina Jolie’yle yemek yemek, yamaç paraşütü denemek” filan gibi bir liste beklemeyin benden. “Hindistan kokuyor” diyorlar; Angelina benle yemek yemek istesin, o kim ki yamaç paraşütü de sakat iş, hiç sevmem adrenalin!
Kanımca en zor değiştireceğiniz şey kendinizdir. Hayatınızdaki en büyük farkı yaratacak, ölmeden önce “Vay be, bunu nasıl başardım” diyebileceğiniz konular kendinize dairdir. Onun için ben ölmeden önce şunları yapmak isterim:
Burnumu yaptırmak... Ama şöyle 65 yaşında filan. Tam “Ay ben biraz çöktüm, eskiden ne güzeldim” dediğin anda, da daaan! Tabii. 25 yaşında burun yaptırılır mı? En kötü burunlu kadın bile 25’te güzeldir arkadaş. Estetikleri yaşlanırken yaptıracaksın ki “Aaa daha iyi oldum ayol, hayatımda hiç böyle hoş olmamıştım” morali ömrünü uzatsın.
Melatonin aşkına!
Erken kalkan, erken yatan bir insan olmak... Çocukluğumdan beri olmadı, bünye izin vermedi. Melatonin aşkına, ölmeden bir dönem başarmak istiyorum.
Bugün spor yapmadım, çok garip hissediyorum diyebilmek... Bak bunu da 70’inde filan yapacaksın ki vücut şaşırsın, “Spora yeni başladığıma göre ben çok gencim” filan deyip şaşalayıp yeni hücre üretsin.
Kafasını bir yere koyar koymaz uyumak... Bebeklik dahil hiç olmadı. En özendiğim şey. Tıptan çare bekliyorum.
Çalışmadan kendinden memnun hissetmek... Esasında “Nasıl ölmek istersin” diyen karanlık anket sorularına hep “Plan yaparken” diye cevap veririm. E herhalde. Hastalıktan, yalnızlıktan veya sıkıntıdan ölmek kötü. Ertesi gün için saat kaçta ne yapacağının, yoğun gününün planını yapıp yatacaksın, uykunda hadi eyvallah! Ama 120 yaşında olacak bu tabii. Yalnız oraya kadar, arada bir yıl filan da olsa, tam bir günü maniküre ayıran kadınlardan olmak isterim.
Bir de gerçekleşmesi bana bağlı olmayan ilkler var. Zor, ama imkânsız değil:
İstanbul’un bütün sokaklarında hava karardıktan sonra endişesiz yürüyüş yapabilmek.
Türkiye’nin her ilçesinde bir tiyatro, bir konser salonu, müthiş bir kütüphane olduğunu ve bunların dolduğunu görebilmek.
Ölmeden bir kez olsun “Aa ama artık bu kadar demokrasi de fazla yani, birisi bir şey yapsın” filan diye şikâyet edebilmek.
Bir şeyi daha başarmak istiyorum ölmeden önce. 80, 100, 120, neyse, o yaşta bu hız ve verimle hayal kurmaktan vazgeçmemek!
Paylaş