Paylaş
İngiltere’de yayınlanıyor.
Dergi, eylül sayısında 4.İstanbul Tasarım Bienali nedeniyle İstanbul’u seyahat önerileri arasında gösteriyor.
Derginin editörlerinden Fiona Kerr, İstanbul’a en son 3 yıl önce gelmiş.
O gelişinden güzel anılarla ayrılmış.
İstanbul’u ziyaretinden beş ay sonra Sultanahmet’te patlayan bombalar nedeniyle turizm dünyasının korktuğunu yazıyor Kerr.
Bugüne geldiğimizde, Kerr, göreceli sakin bir dönemden sonra turistlerin geri gelmeye başladıklarının altını çiziyor.
22 Eylül-4 Kasım arası yer alan 4.İstanbul Bienali’nin bu şehri ziyaret etmek için iyi bir neden olduğunu vurguluyor.
Conde Nast Traveller editörü, “Okullar Okulu” temasıyla tasarım kavramının yeniden yorumlanmasına, tasarım eğitimin sorgulanmasına odaklanan Tasarım Bienalini’nin bu dönemde turistler için çekim merkezi olabileceğini açıkça yazmış.
Seyahat ve yaşamın önde gelen dergilerinden birinde böyle bir yazının yer almış olması turizm açısından önemli.
Potansiyel turiste, ekonominin çalkantılı döneminde, İstanbul’un ne olursa olsun, dinamizminden bir şey yitirmediğini, kendisini yenileme kapasitesine sahip olduğunu, durmaksızın sanat-kültür ürettiğinin işaretini veriyor.
“İstanbul’a gelin pişman olmazsınız” diye göz kırpıyor.
4. İstanbul Sanat Bienali'nin kürotörü Jan Boelen
YOSUNLARIN AKDENİZ EKONOMİSİNE KATKISI
Fiona Kerr’in övgüyle söz ettiği 4. İstanbul Tasarım Bienali’ni ilk gün Belçikalı küratör Jan Boelen ile gezme fırsatını buldum.
Festival mek^anlarından Yapı Kredi Kültür Sanat ile Arter’i Boelen ile gezerken, sanatçılarla sohbet ettim.
“Okullar Okulu” kendi içinde okullara ayrılmış.
Arter’deki “Dünya Okulu” kapitalist büyümeyi doğal kaynakların önüne koyan anlayışı sorguluyor.
Fas kökenli mimar Meriem Chabani, biyoyakıt, besin ve gübre olarak kullanılabilen deniz yosunlarının Akdeniz ekonomisini nasıl şekillendirebileceğini bir harita üzerinde gösteriyor.
Haritanın işlemeleri için Türkiye’den bir sanatçıyla işbirliği yapmış.
4. İstanbul Tasarım Bienali’nin bir başka önemli yönü sanatçılar ve ülkeler arasında köprüler kurmak.
Yapı Kredi Kültür Sanat’taki “Akışlar Okulu”ndaki Japon sanatçı, Türkiye’de son yıllarda balıkçıların korkulu rüyası “balon balık” üzerinden iki ülke arasındaki paralelliklere değiniyor.
Bu saydığım iki mek^anın yanı sıra, Akbank Sanat, Pera Müzesi, Salt Galata, Studio-X İstanbul’da 4 Kasım’a kadar devam edecek olan Tasarım Bienali’ni mutlaka ziyaret edin.
Farklı çocuk yaşlarına yönelik eğitim programları, filmler ve sohbetlerle, tematik tasarım rotalarıyla zengin ve renkli bir bienal daha şehrimizde.
Balon Balık
GIDAYA SAYGI LÜTFEN
GRUNDİG, dünya çapında “Gıdaya Saygı” mottosuyla gıda israfına karşı bir kampanya yürütüyor.
Kampanya çerçevesinde ünlü İtalyan şef Massimo Bottura’yı da yanına alan Arçelik çatısı altındaki Grundig, Türkiye’de ünlü şefimiz Mehmet Gürs ile birlikte “Ruhunuz Doysun” projesini sürdürüyor.
Geçenlerde Mehmet Gürs’ün Mikla Lokantası’ndaki öğle yemeğinde, projenin ikinci yılında “doğru yemek, doğru üretim ilişkisi” “doğa bize neler veriyor” “neden organik ürünler” gibi sorulara cevap aranacağını öğrendik.
www.ruhundoysun.com.web adresinden bölümlerine ulaşabileceğiniz proje dünyanın “gıda israfına” çare aradığı bir döneme rastlıyor.
Bir kez daha hatırlatayım.
Dünyanın yıllık yiyecek üretiminin üçte biri çöpe gidiyor.
Şef Mehmet Gürs
Bu 1.3 milyar ton yenilenebilir yiyeceğin israf edildiği anlamında.
Oysa bu miktar dünyada açlıktan mustarip 868 milyon kişiyi doyurabilir.
Yemen’de açlıktan kıvranan küçük çocukları, bir deri kemik kalmış bebekleri gözünüzün önüne getirin.
Bir yandan inanılmaz bir israf, diğer yanda hayatta kalmak için gerekli gıdaya ulaşamayanlar.
ATIKSIZ MUTFAK
Grundig dünyanın farklı ülkelerinde yürüttüğü, gıda atıklarının azaltılmasını hedefleyen
“Gıdaya Saygı” kampanyaları kapsamında 4 aşevi projesi başlatarak 25 ton gıdayı israftan kurtarmış durumda.
Gıda atıklarının azaltılmasına kafa yoran isimlerden biri de Mikla’daki öğle yemeğinde meşe komşum moda tasarımcısı Gönül Paksoy.
Aslında kimya mühendisi olan Gönül Paksoy kumaşlara olduğu kadar mutfağa da tutkulu.
“Yemek için Tasarımlar”, “Yenilenebilir Boncuklar”, “Çiçek Yemek”, “Türk Yemekleri” kitaplarından başka konumuza uygun “Atıksız Mutfak” isimli bir kitabı var.
Kitabında biber başlarından zeytinyağlı yemek tarifinden, maydanoz saplarından pilava kadar “atıklardan” müthiş tariflere yer vermiş.
Mutfağa girdiğinizde rahatlıkla yapabileceğiniz tarifler.
Paylaş