Paylaş
Arter’in büyük bir davetle kapılarını açmasının ardından Koç Holding sponsorluğunda başlayan 16. İstanbul Bienali ve paralel etkinliklere ilaveten 12-15 Eylül arasında devam eden Contemporary İstanbul.
İstanbul’u çağdaş sanatın başkentine dönüştüren şölenin ilk kıvılcımını Akaretler’deki Art Week çakıyor aslında.
Bienalin açılış törenini Fransız Sarayı’nda ağırlayan Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Charles Fries “İstanbul’a hakim olan yeni enerji ve ışıltının herkes farkında olacak” derken haklı.
Şehrin her noktasında sanat var.
İstanbul’da sanat üretimi belki de altın çağında.
Fransız Sarayı’nda, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ile birlikte İstanbul Bienali’nin açılışını yapan Koç Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç bakın ne diyor:
“Çağdaş sanat, farklı görüşlerin birlikte yer bulabildiği en barışçıl ifade biçimlerinden biri. Özgür düşünce ile beslenen sanat, sorgulamaya cüret eden nesiller yaratılması ve demokrasinin gelişebilmesi için son derece değerli”.
İstanbul, bienalin özgür ortamında genç sanatçılarıyla, genç izleyicileriyle, cıvıl cıvıl genç galerileriyle kapmış bu mesajı.
Bienalin ziyaretçi sayısının son 10 yılda 15 binden bugün 500 binlere ulaşması başka türlü nasıl izah edilebilir?
Ömer Koç ve Bülent Eczacıbaşı
EKOLOJİK NEDENLERLE TAŞINAN İLK BİENAL
Küratörlüğünü Fransız akademisyen ve yazar Nicolas Bourriaud’nun yaptığı, bienalin teması çevre kirliliğini ele alan “Yedinci Kıta”.
“Yedinci Kıta” nın ne anlama geldiğini bienalde yer alacak “Plastic Twist” etkinliğini ele aldığım yazıda değinmiştim.
Linkini aşağıda bırakıyorum.
Koç Holding’in sponsorluğu sayesinde, ücretsiz gezilebilecek 25 ülkeden 56 sanatçının 220’den fazla eserinin sergilendiği bienal üç farklı mekanda.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne bağlı İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin Tophane’deki yeni binasında, Pera Müzesi’nde ve Büyükada’da.
2020 yılında kapılarını açması beklenen Resim ve Heykel Müzesi’nin yeni binası son anda sergi alanı olarak ilan edilmişti.
Haliç’teki tersane bölgesi İstanbul Bienali için seçilen ilk ana alandı.
Ancak bölgenin yıkılan binalardan ötürü asbest riski taşıması nedeniyle ağustos başı buradan vazgeçildi.
Küratör Nicolas Bourriaud “Bilmediğimiz bir alana 40’a yakın projeyi taşıdık. Bu son dakika değişikliği nedeniyle bienali yeniden tasarladım. Ama pişman değilim. Çünkü İstanbul 16. Bienali çevre kaygısı nedeniyle taşınmak zorunda kalacak tarihin ilk bienali” diyor.
“Yedinci Kıta ekoloji konusunda bir sergi değil. Daha fazla ekolojik felaketin ortasına düşmüş ve bunu yansıtan bir etkinlik ” diye ekliyor.
Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Charles Fries
YÜZE YAKIN PARALEL ETKİNLİK
10 Kasım’a kadar devam edecek bienalin ön izlemeye ayrılan ilk üç gününde sergileri 300’e yakın yabancı gazeteci gezmiş.
Aralarında Financial Times, New York Times, BBC, The Guardian, Le Figaro, Le Monde, Rai, Forbes, The Economist gibi ağır topların olduğu yayın organlarının temsilcilerini İstanbul sokaklarında görmek mümkün.
Bienali gezenler arasında New Museum, Tate, Guggenheim Bilbao, Pompidou Kültür Merkezi gibi kurumların üst düzey yöneticilerinin, küratörlerinin , ünlü galerin sahiplerinin de olması İstanbul’un çağdaş sanatın parlayan yıldızı olduğunun kanıtı.
İKSV kaynaklarına göre, İstanbul’a gelen sanatseverlerin sayısı üç binin üzerinde.
Ki bu sayı kuşkusuz ilerleyen günlerde daha da artacak.
Bienalin bir eseri Büyükada’da Mizzi Köşk’ünde
Paralel etkinlikler ise yüzün üzerinde.
İstanbul Modern’deki Canan Tolon Sergisi, Borusan Contemporary’de “Söylenir ve Yarım Kalır Bütün Aşklar”, Arter’deki yedi sergi, Salt’ta Nur Koçak, Yapı Kredi Kültür Sanat’ta Halil Altındere ve hepsini teker teker sayamayacağım sayısız galerideki sergiler bunların arasında.
Sergilerin yanı sıra paralel etkinliklere söyleşiler, konserler, workshop’lar, radyo programları dahil.
Ömer Koç’un özel koleksiyonu bienal kapsamında Abdülmecid Efendi Köşkü’nde gezilebilir.
Canan Tolon’un açılışında soldan sağa Levent Çalıkoğlu, Canan Tolon, Oya Eczacıbaşı ve Eczacıbaşı Ceo’su Atalay Gümrah
İSTANBUL MODERN’DE CANAN TOLON’UN SEN SÖYLE SERGİSİ
BİENAL öncesi kapılarını ilk açan yan etkinliklerinden biri İstanbul Modern’deki Canan Tolon Sergisi.
Açılışında sanatçı ve İstanbul Modern Genel Direktörü, küratör Levent Çalıkoğlu ile gezme fırsatını bulduğumuz serginin başlığı “Sen Söyle”.
Yaşamını İstanbul ve Los Angeles’te sürdüren, British Museum gibi dünyanın önde gelen müzelerinde eserleri olan Canan Tolon, Çalıkoğlu’nun dediği gibi çağımızın en ilginç sanatçılarından biri.
Türkiye’nin dünya çapında bir sanatçısı kuşkusuz.
“Sen Söyle” Sergisinde, mimarlık eğitimi almış olan Tolon çoğunlukla karşı karşıya gelen doğa ve mimarlığı kendi kurgusuna göre kimi zaman buluşturuyor, kimi zaman ayrı düşürüyor.
“Sen Söyle” izleyiciyi düşünmeye sevk eden iki sözcük.
Sanatçı bir kenara çekiliyor ve izleyicisinin yorumlarını bekliyor gibi.
Eserlerinde çim, balmumu, kahve telvesi, doğanın mimari öğeler üzerinde tahribatını simgeleyen pası kullanıyor Tolon.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/gila-benmayor/ucuz-ve-kolay-erisilebilir-plastik-nasil-degerlenir-41320681
Paylaş