İş dünyasında farklı bir kitap! “İşim Gücüm Budur Benim”

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın geçtiğimiz günlerde yayınlanan “İşim Gücüm Budur Benim”  kitabının alışa geldiğimiz türden bir iş insanı kitabı değil.

Haberin Devamı

 

Başlığı bile bunu söylüyor bize.

Çünkü başlık Orhan Veli’nin Dalgacı Mahmut şiirinin ilk satırı.

“İşim gücüm budur benim,

Gökyüzünü boyarım her sabah.

Hepiniz uykudayken,

Uyanırsınız bakarsınız ki mavi”.

Kitabın başında Orhan Veli’nin şiirinin seçimiyle ilgili bir açıklama olsa da Bülent Eczacıbaşı, Dalgacı Mahmut değil asla.

Yoğun iş hayatının,  İKSV Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinin yanı sıra kitabın ortaya koyduğu gibi değişen dünyada bir iş insanının sorumlulukları nelerdir, küresel ve yerel sorunların çözümüne nasıl katkıda bulunabilir gibi şeylere kafa yoran biri.

Kitapta iş insanı için yönetim, ekonomi, sürdürülebilirlik, toplumla ve sanat-kültürle ilişkilerin ne anlama geldiğini Eczacıbaşı her biri konusunun uzmanı akademisyenlerle soru-cevap formatında tartışıyor.

İş dünyasında farklı bir kitap “İşim Gücüm Budur Benim”
Bülent Eczacıbaşı

Haberin Devamı

SAKIP SABANCI NE DEMİŞTİ?

Ekonomiyle ilgili olan bu tartışmalardan bazıları medyada yer aldı.

Kitabın benim için en ilginç bölümlerinden biri “İş İnsanı ve Kültür Dünyamız”.

İlgiyle ve hatta kalemle çizerek okuduğum bölümde Bülent Eczacıbaşı, ODTÜ öğretim üyesi, ressam, sanat tarihçisi Jale Nejdet Erzen ve Kadir Has Üniversitesi rektör yardımcısı Hasan Bülent Kahraman ile iş insanının sanat kültürle ilişkisini tartışıyor.

İş dünyasında sanat ve kültüre desteğin neden yaygınlaşmadığını, neden hemen hemen aynı isim ve kurumlarla sınırlı kaldığını hep sorgularım.

Eczacıbaşı bunun cevabını gayet net bir şekilde veriyor.

Sakıp Sabancı’nın şu cümlesinden yola çıkıyor:

“Biz yıllarımızı Sanayi Bakanlığı’nın, Maliye Bakanlığı’nın ve işlerimizle ilgili diğer bakanlıkların yollarında geçirdik. Şimdi anlıyorum ki yanlış yapmışız. Biz asıl Kültür Bakanlığı’nın kapısını aşındırmalıymışız”.

“Sakıp Sabancı kültüre yapılan yatırımın para getirmek şöyle dursun, sürekli harcama gerektiren faaliyetler olduğunu iyi bilirdi ama topluma hizmet etmek isteyen iş insanlarının kültür alanından uzak duramayacağını düşünüyordu” diyor Eczacıbaşı.

İş dünyasında farklı bir kitap “İşim Gücüm Budur Benim”

Haberin Devamı

EN BÜYÜK SERMAYE KÜLTÜR ALANINDA

Peki iş dünyası Sakıp Sabancı’nın dediği gibi Kültür Bakanlığı’nın kapısını aşındırmış mı?

Maalesef  cevap olumsuz.

Eczacıbaşı’na göre, iş insanlarımızın kültür ve sanata verdiği destek, sağlık, eğitim, spor alanlarında yapılan katkılara göre yok denecek kadar az.

“İş dünyamızla kültür dünyamız arasında neredeyse bir duvar var” diyor.

“Gerçekten bir iş insanının, ülkemizin en büyük sermayesinin kültür alanında yattığını görmemesi düşünülemez. Türkiyemiz, tüm dünyanın gözlerini kamaştıran kültür hazinelerinin ülkesi” diye ekliyor.

Şu duvar meselesiyle ilgili Bülent Eczacıbaşı’nın tespiti önemli ve bir anlamda kafamdaki“sanat-kültüre destek halkası neden büyümüyor” sorusunun cevabı.

Haberin Devamı

Oldukça uzun ve özetleyerek buraya alıyorum ( merak edenler için kitabın 312-313 sayfaları).

“Toplumun büyük bir çoğunluğu hem Doğulu hem Batılı olmayı kabul edemiyor. Hem Dede Efendi’yi, hem Beethoven’ı dinleyen, anlayan insanlarımızın sayısı çok az. Bu ikilemin yıpratıcı etkileri kültür dünyamızın sınırlarının çok dışına taşıyor”.

İkilem, kutuplaşma derken dünyamızın geleceğine ilişkin kaygı nedeni olan uygarlıklar çatışmasını kendi içimizde yaratma potansiyeline sahip “toplumsal fay hattı” ile karşı karşıyayız.

“İş insanlarımız acaba bu fay hattından uzak mı durmaya çalışıyorlar?” diye soruyor Eczacıbaşı.

Kültür politikalarından, devletin kültüre ayırdığı bütçeye, özel sektörün kültür ve sanata katkısının nasıl özendirileceğine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan “İş İnsanı ve Kültür Dünyamız” bölümünü satır satır okumak gerek.

Haberin Devamı

Özel kesim bir şey yapabilir mi diye soruyor jale Necdeü Erzen’e  

DALGACI MAHMUT

İşim gücüm budur benim,

Gökyüzünü boyarım her sabah.

Hepiniz uykudayken.

Uyanır bakarsınız ki mavi.

 

Deniz yırtılır kimi zaman,

Bilmezsiniz kim diker;

Ben dikerim.

 

Dalga geçerim kimi zaman da,

O da benim vazifem;

Bir baş düşünürüm başımda,

Bir mide düşünürüm midemde,

Bir ayak düşünürüm ayağımda,

Ne haltedeceğimi bilemem

Yazarın Tüm Yazıları