İKSV’nin son raporu, farklı olup birlikte yaşamanın anahtarını veriyor

GEÇTİĞİMİZ hafta sonu sabah sekiz sularında sahile yürüyüşe çıktığımda oturduğum mahallede pek de alışkın olmadığım bir manzara ile karşılaştım.

Haberin Devamı

Suriyeli kalabalık aileler sabahın köründe çimenlere pikniğe gelmişlerdi.

Çaylar, ekmekler, ortadan ikiye bölünmüş karpuzlar, çoluk çocuk neşeyle kahvaltıya hazırlanırlarken sabah sporu yapan bizim mahallenin sakinleri onlara doğru endişeli bakışlar fırlatıyordu.

Bir kereden fazla yakaladım o bakışları.

Ve aklımdan gayriihtiyari şu düşünce geçti:

“1960’larda Almanya’ya ilk göç eden Türkler muhtemelen aynı endişeli bakışlara maruz kalmışlardı”.

Almanya yıllar boyu Türkler dahil ülkedeki yabancıların entegrasyonunu konuştu, tartıştı ve sorun h^al^a çözülebilmiş değil.

Bugüne ve bize gelirsek, Türkiye’de 3,5 milyon Suriyeliyle artık aynı havayı soluyoruz.

Sanırım hepimizi “Endişeli bakışlar fırlatmadan onlarla birlikte nasıl yaşayacağız? Kültürel farklılıklarımızı nasıl aşacağız?” gibi sorular yakından ilgilendiriyor.

Haberin Devamı

Bunları yeterince tartışmadığımız kesin.

İKSV’nin son raporu, farklı olup birlikte yaşamanın anahtarını veriyor

 

GÖÇ VE ENTEGRASYONU ARAŞTIRIYORLAR

İKSV’nin, kültür politikalarımıza hem veri, hem vizyon anlamında 2011 yılından beri yayımladığı raporların sonuncusu tam da bu sorulara yanıt arıyor.

Vakfın bu ay içerisinde yayımladığı 7. Raporunun başlığı “Birlikte Yaşamak: Kültürel Çoğulculuğu Sanat Yoluyla Geliştirme” .

Rapor, Kanada Trent Üniversitesi’nden Dr. Feyzi Baban ile Wilfrid Laurier Üniversitesi’nden Dr. Kim Rygiel tarafından kaleme alınmış.

Raporun yazarları Kuzey Amerika ve Avrupa’da göç, mülteci, entegrasyon gibi sorunlara yönelik araştırma yapan isimler.

İKSV’nin raporu, farklı kültürler barındıran toplumlarda,  uzun vadede bir arada yaşamak için kültür ve sanatın rolüne odaklanıyor.

Avrupa ve Türkiye’de başarılı örneklere yer veriyor.

Rapor elime geçtikten bir iki gün sonra, sonra bir televizon kanalında Dr. Feyzi Baban ile İKSV Kültür Politikaları Direktörü Özlem Ece’nin sohbetine rastladım.

 

Haberin Devamı

AMAÇ KİTLEYİ ÇEŞİTLENDİRMEK

Özlem Ece, İKSV’nin 7 yıldan beri devam eden kültür politikaları çalışmalarının temel ilkesinin, toplumdaki tüm birimlerin, sanat, kültür faaliyetlerine katılmasını sağlamak  olduğunu söylüyor.

“Amacımız kitlemizi çeşitlendirmek. Özellikle dezavantajlı gruplar arasında kültür ve sanatı yukarı çekmeye çalışıyoruz. Bu süreçte biz de öğreniyoruz” diyor.

İKSV’nin son raporu, farklı olup birlikte yaşamanın anahtarını veriyorDr.Kim Rygiel, Özlem Ece ve Dr. Feyzi Baban

Dr. Baban, meslektaşı Dr. Kim Rygiel ile birlikte üç yıldan beri İtalya, Danimarka, Almanya ve Türkiye’de “farklı kültürlerin, etnik kimliklerin, dinlerin bir arada nasıl yaşadıklarını” araştırdıklarını anlatıyor.

Araştırma 5 yıllık bir proje.

Haberin Devamı

Dr. Baban “İKSV’nin raporunda sanat ve kültür üzerinde bulgular var. Rapor bizim araştırmanın parçası oldu” diyor.

Avrupa’daki “ farklı olup nasıl birlikte yaşarız” araştırmalarından 2 cevap çıkmış.

Asimilasyon ve çokkültürlülük.

“Her iki yaklaşımın da sakıncaları var” diyen Dr. Baban’a göre, farklılıkları tanımak önemli ama insanlar esas birbirleriyle etkileşim içerisinde olmalı.

İşte bu noktada Gaziantep’teki Kırkayak Kültür Derneği örneğini veriyor.

 

GAZİANTEP KIRKAYAK ÖRNEĞİ

İKSV’nin son raporu, farklı olup birlikte yaşamanın anahtarını veriyor
Kırkayak Kültür'ün Gaziantep'te bir etkinliği

Kırkayak Kültür Derneği, şehre yarım milyon Suriyeli mültecinin gelmesinden önce kurulmuş.

Ancak Suriyeli mültecileri de derneğe katarak ön plana çıkmış.

Haberin Devamı

Dr. Baban “Kırkayak Suriyeli mültecilere bir alan açmış. Birlikte öğrenip gelişiyorlar” diyor.

Derneğin mültecilerin Gaziantep’e entegrasyonundan önemli bir misyon üstlendiğini belirterek “Antepliler ile Suriyeliler arasında etkileşimi sağlıyor” diye konuşuyor.

Suriyeli sanatçılara destek olan dernek bir mutfak projesinde Antepli ve Suriyeli kadınları bir araya getirmiş, film etkinliklerinde Türkçe arapça broşür basmış.

Dr. Baban diyor ki “Biz Suriyelilere bir kitle gözüyle bakıyoruz, Oysa her bireyin kendi hik^ayesi var”.

İstanbul’daki ise Hamiş Suriye Kültür Evi, işte bu hik^ayelerin anlatılmasına önayak olan bir dernek.

Suriyeli ve Türkler, Hamiş’i Suriyelilerin “ötekileştirilmesine” karşı birlikte çalışmak için kurmuşlar.

Haberin Devamı

Dr. Baban’ın dikkat çektiği gibi, Kırkayak, Hamiş gibi örnekler Avrupa’ya göre çok az.

Zaten raporun son kısmında, yerel yönetimlere bu tür girişimlerle, STK’larla koordine çalışmaları tavsiyesi var.

İKSV’nin raporunun tamamına şu adresten ulaşmak mümkün: http://www.iksv.org/tr/raporlar/birlikte-yasamak-kulturel-cogulculugu-sanat-yoluyla-gelistirmek

 

 

Yazarın Tüm Yazıları