Uzun Covid günlük yaşamı tehdit ediyor

Sadece Türkiye değil dünya genelinde Omikron’un önceki varyantlara göre daha bulaşıcı olmasına rağmen öldürücü etkisinin düşük olması nedeniyle, ‘Virüs eski gücünde değil’ diyerek normale dönüş anlamında oldukça iyimser bir hava hâkim. Ancak uzmanlar yeni varyantların gelişebileceğine ve dahası pek fazla önemsenmeyen ‘Uzun COVID’in yaratabileceği tehditlere karşı uyarıyor. Öyle ki ‘Uzun COVID’in kalıcı olabileceğini gösteren araştırmalar var. Uzun COVID’e ne sebep oluyor? Neden bazı insanlar COVID-19 etkilerini uzun süre taşıyor? Korunmanın bir yolu var mı? Sordum...

Haberin Devamı

AŞILAR UZUN COVID’DE DE ETKİLİ

Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. İftihar Köksal ‘Uzamış COVID’ İngilizcesi ile ‘Long COVID’in hastalığı semptomatik geçiren vakalarda ortaya çıktığını belirterek, “COVID-19 -varyant ve mutasyonlardan bağımsız olarak- koku, tat alma hissinin değişmesi veya kaybolmasından, yaygın kas ve eklem ağrısı, felç edici yorgunluk ve hatta bazı nadir durumlarda ciddi psikiyatrik semptomlara kadar farklı şekillerde ortaya çıkabiliyor. İşte tüm bu belirtiler hastalığı atlattıktan sonra da -12 haftadan daha uzun- devam ediyorsa buna ‘Uzun COVID’ diyoruz. Mesela, 3 ay önce taburcu ettiğimiz hastamız geçtiğimiz günlerde yeniden geldi. Diyor ki: ‘Aşırı derece yorgunum.’ Yanı sıra depresiflik, uykusuzluk, konsantrasyon bozukluğu, gece uykudan nefes darlığı ve çarpıntı ile uyanma, unutkanlık, göğüs ağrısı, sıkışma... Tüm bunlar COVID-19 ile başlayıp hastalık negatife dönse de bir türlü iyileşmek bilmeyen Uzun COVID etkileri. Yani hasta kan değerleri ve radyolojik olarak iyileşmesine rağmen bu tarz şikâyetler ile geri gelebiliyor” diyor.

Haberin Devamı

Uzun Covid günlük yaşamı tehdit ediyor

NE SEBEP OLUYOR?

Peki, ne sebep oluyor? Bu konuda yürütülen yeni araştırmalar ne söylüyor? Prof. Dr. Köksal diyor ki: “Hâlâ kesin sebebi doğrulanabilmiş değil. Ancak COVID-19, vücutta AC2 reseptörü olan her yere bağlanabiliyor. Ancak araştırmalar, Uzun COVID’e neden olan en önemli etmenin, virüse karşı vücudun geliştirdiği bağışıklık tepkisinin bir yansıması olabileceğini doğrular nitelikte. Şöyle ki; virüs vücuda girdiği anda -ilk fazda- çoğalmaya başlıyor. İkinci haftadan itibaren stokin fırtınası dediğimiz hadise yaşanıyor. Yani savunma hücreleri virüsü yok etmek için ciddi bir tepki veriyor. Bu aşırı stokin salınımı ise konak hücreye zarar verebiliyor. Yani vücut kendi antikorunu yabancı gibi algılayıp ters reaksiyon veriyor. Bu sendrom genç ve sağlıklı, önceden tıbbi sorunları olmayan genellikle enfeksiyonu daha hafif geçiren kişilerde de kaydedilebiliyor. Ama en çok kadın hastalarda, gençlerde de daha çok çarpıntı olarak görülebiliyor.”

Haberin Devamı

OMİKRON BAĞLANTISI BELLİ DEĞİL

COVID-19 tanısı olan hastaların yaklaşık yüzde 15-20’sine yakınının Uzun COVID kaynaklı sıkıntılar yaşadığını belirten Prof. Dr. Köksal, “Türkiye genelinde net bir araştırma olmadığı için bir oran vermek de pek mümkün değil. Omikron’a yakalanan kişilerin Uzun COVID geliştirme olasılığı daha mı yüksek yoksa daha mı düşük? Onun için de devam eden çalışmalar var. Durumun yeni varyantla enfekte olan hastalarda farklı tezahür edip etmediğini söylemek için henüz çok erken” diyor.

100 MİLYON İNSAN ETKİLENDİ

COVID-19’a yakalanıp iyileşmesine rağmen semptomların görülmeye devam etmesi durumuna ‘Uzun COVID’ deniyor. Dünya genelinde yaklaşık 100 milyon insanı etkileyen bu durumda, hastalar iyileşseler bile kendilerini güçsüz bırakan semptomlarla haftalar, aylar ve hatta yıllar boyunca birlikte yaşamaya devam ediyor. Araştırmalara göre, COVID-19 hastalarının yüzde 10-30 arasındaki kısmı ‘Uzun COVID’ semptomlarından şikâyetçi.

Haberin Devamı

Uzun Covid günlük yaşamı tehdit ediyor

HAFİF GEÇMİYOR

PROF. Dr. Köksal ‘virüs eski gücünde değil’ iyimserliğinin tehlikeli olduğunu belirterek, şöyle devam ediyor: “Omikron sanıldığı gibi hafif geçmiyor. Şu an Türkiye’de baskın varyant. Yoğun bakımlarda bir yoğunluk var. Ve gelenlerin çoğu aşısız! Aşısız, bağışıklık sistemi çökmüş kişiler, kronik rahatsızlıkları olanlar, kanser hastaları, ileri yaştakiler maalesef ağır geçiriyor. Binlerce hasta takip etmiş bir hekim olarak ‘uzun kovid’ yaşayan aşılı hastaya rastlamadığımı söyleyebilirim. Hastalığı, hastaneye yatarak ya da yoğun bakımda geçirmek zorunda kalanlarda daha fazla görülüyor. Kaldı ki hastalığın yan etkileri henüz belli değil! COVID-19 geçirenlerin kalıcı bir sekeli var mı yok mu? Bunu zaman gösterecek. O nedenle aşı sadece günü kurtarmak ya da virüsün dolaşımdaki hızını azaltmak için değil, sağlıklı nesiller için de gerekli. Bu hastalığın da korunma yolu açık bir şekilde, ‘Aşı-maske-mesafe’dir.”

Haberin Devamı

SÜREKLİ AĞLAMAK İSTİYORUM

COVID-19’a yakalandıktan sonra semptomları aylarca geçmeyen yüzlerce kişi dertlerine çare bulmak için Facebook ve Telegram’da gruplar kurmuş. O kişilerden biri Görkem Sağır. 6 ay önce COVID-19 geçiren ve İzmir’de inşaatlarda elektrikçilik yapan Sağır, geçmeyen yorgunluk-nefes darlığı şikâyetiyle 4 aydır hastane hastane gezdiğini söylüyor ve “Çalışamıyorum. Sürekli öksürüyorum, nefes almamda sıkıntı var. Ruh sağlığım çökmüş durumda. Hiçbir şeyden zevk almıyorum. İçimde sürekli bir ağlama hissi var” diyor.

BİR BİLGİ:

Sağlık Bakanlığı COVID-19 geçiren hastaların sağlık durumlarının kapsamlı kontrol ve takibi için bir düzenleme yaptı. Bu kapsamda birçok hastane polikliniği de takip merkezine dönüştürüldü. BBC Türkçe’ye konuşan Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Muhammet Asena, ‘Uzun COVID’ takip merkezine, 2021 Mayıs-Kasım arasında 838 hastanın başvurduğu ve semptomları 12 haftadan uzun devam edenlerin kayıt altına alınarak 1,3,6,9, 12 ve 18’inci aylarda kontrole çağırıldığını söyledi.

Yazarın Tüm Yazıları