İnzivada 2. gün... En zoru zihninin sesini susturmakmış

Ünlü sunucu ve manken Çağla Şıkel’in ‘gözü kapalı’ ve ‘karanlık oda inzivası’ adı verilen yoga pratiklerini deneyimlemesi hepimizin kafasında nedir bu yoga ve Şıkel’in yanındaki turunculu öğretmen de kim sorularını doğurdu.

Haberin Devamı

Röportaj için hafta sonu, turuncu kıyafetli o öğretmen, uluslararası yogi Çetin Çetintaş’ın yenice açtığı Karahamza köyünden 3 kilometre uzaklıktaki Kioo İnziva Merkezinde’ydim. Yoga derslerine girdim, meditasyona oturdum, Şıkel’in 11 saat aç, susuz kaldığı kulübeye girdim. En önemlisi de Çetintaş’a ABD’yi bir dönem etkisi altına alan Osho ile karşılaştırılmasını ve yaptığı işin “keriz silkelemek” olduğu ithamlarını sordum.

İnzivada 2. gün... En zoru zihninin sesini susturmakmış

YARATICILIĞIN RENGİ TURUNCU

İstanbul’dan 3 saatlik yolculuğun ardından Kırklareli sınırları içindeki Kioo’dayım. Sanki Kırklareli’ne değil de Hindistan ya da Çin’e gelmişim gibi. Zira merkezin mimarisi Uzak Doğu’da görmeye alışık olduğumuz türden. Çetintaş ailesine ait, 43 dönüm arazi üzerine kurulu Kioo, 4 yılda tamamlanmış. Merkezin içinde de Uzak Doğu esintileri hâkim. Çetintaş’ın özenle topladığı resim, heykel, kıyafet ve diğer eserler sergileniyor. O sırada turuncular içinde giriyor içeri yoganın “pop star”ı. İlk tanışmanın ardından ilk sorum da geliyor. Niye turuncu ve hep mi böyle dolaşıyorsunuz? Yanıtı şu: “Hep tek renk giyinirdim zaten. Sadece mor, sadece siyah, bordo... Şimdi de turuncu. Yaratıcılığın rengi. Ayrıca şalvar, tişört, kimono gibi kombinler daha rahat.” Ve evet hep böyle dolaşıyor. Karahamza’da pazar günü düzenlenen Hıdrellez pikniğine de böyle geldi. Yadırganmadığı gibi iş imkânı sağladığı için köylü onu bağrına basmış bile.

Haberin Devamı

BURASI BİR İŞLETME

 

Turizm ve otelcilik demişken... Karanlık bir kulübeye kapatılmak için 2 bin 500 lira, 4 günlük inziva için 13 bin 800 lira çok değil mi? “Yanlış anlamayı düzelteyim hemen” diyor, şöyle devam ediyor: “Bu ücret bir odaya kapatılmak ya da gözüne bant takılması için değil. Merkezde otelcilik hizmeti alıyorsun; sabah- akşam yemekleri, gün içindeki tüm dersler, atölyeler ve meditasyon çalışmaları dahil. Tüm dünyada bu böyle. Bu merkezlerin bir şekilde hayatta kalması lazım. Isıtması, temizliği, çalışan maaşları... Aylık 2 milyon gideri var. Kimseye gökten para yağmıyor. Hadi bize yağdı diyelim. O zaman da ‘Kim var arkasında? Nereden geliyor değirmenin suyu?’ diyeceklerdi. Günün sonunda burası da hastane, okul gibi özel bir işletme. Ayakta kalabilmek için makul bir ücreti olmak zorunda.”

Haberin Devamı

YOGA TURİZMİ TÜRKİYE’YE DEĞER KATAR

Çetintaş’ın “Sadece Türkiye değil Avrupa’nın en büyük inziva merkezi” dediği Kioo Retreat Center, 8 bloktan oluşuyor, 400 kişi kapasiteli. Bloklar isimlerini yogada hareketleri taklit edilen hayvanlardan; Ejderha, Yarasa, Tavus kuşu, Horoz, Geyik, Karınca ve Kaplumbağa, almış. 8. blok ise öğretmenlerin. Çetintaş giriyor söze: “Maaşlı 10 öğretmenimiz ve 12 gönüllümüz burada yaşıyor. Gönüllüler 3 ayda bir değişiyor. Hem yoga yapıyor hem bir hizmet veriyorlar. Kimi yemekhanede kimi kafede çalışıyor... Bu merkez çok önemli bir değer aslında. Dünyanın dört bir yanından milyonlarca insan Hindistan’a, Çin’e, Bali’ye inzivaya gidiyor. Burası ise bu coğrafyada tek. Dolayısıyla yogayı, Uzak Doğu’daki gibi bir turizm haline neden getirmeyelim, farklı alanlar, iş imkanları açmayalım ki...”

Haberin Devamı

İnzivada 2. gün... En zoru zihninin sesini susturmakmış

TÜRKİYE’DE KENDİNİ GELİŞTİRMEK İSTEYENE YA ‘KERİZ’ YA ‘ELİT’ DİYORLAR

Ancak tek renk giyinmesi, belli bir öğreti üzerine konuşması ve inziva merkezi açmış olması, hakkında tarikat mı, yeni Osho mu sorularını da getirmiş durumda. Cevabı şu: “Türkiye’de maalesef her konu dinle bağdaştırılıyor. Yoganın ne olduğu pek bilinmediği için de nasibimizi alıyoruz. Türkiye’de tarikat mevzusundan insanların canı öyle çok yandı ki onları da anlıyorum. Ama bu iddia fazlaca dillendirildiği için artık kendimi anlatma ihtiyacım doğdu. Tarikat değiliz! Ben de lideri değilim. Ancak konuşmaya devam ederlerse onlar beni ilan edecekler galiba! (Gülüyor) Konuşulacak daha önemli konular varken bunun konuşulması yogayı gölgeliyor. Nasıl yaşadığım, neler yaptığım ortada. Üstelik bunları deneyimlemek de çok kolay.”

Haberin Devamı

-Peki “Keriz silkeleme” yorumları...

“5-10 yıl önce psikoloğa gidenlere ‘hasta’ muamelesi yapılırdı, ‘psikoloji bilim değil’ denirdi. Şimdi ise terapiste gitmek adeta sosyal statü göstergesi. Türkiye’de kişisel gelişimine, ki spora gitmek de dahil buna, önem verenlere hemen, ‘Parayı ne boş işlere harcıyor’ deniyor. Oysa dünyada insanlar kişisel gelişime hem para hem de zaman ayırıyor. Çin’de ilk eğitimime 15 bin dolar ödemiştim. ‘Keriz’ mi sandılar sence beni? Hiç sanmam. Türkiye’de ise kendini geliştirmeye çalışan ya ‘keriz’ ya ‘elit.’ Ki internet ücretsiz videolarımla dolu ama bunu konuşan yok! Benim için önemli olan insanın gelişime açık olması ve bu yolu yürümek istemesidir.”

Haberin Devamı

ÜTÜYÜ FİŞTE Mİ BIRAKTIM

Röportajın ardından Asana çalışmasına katılıyorum. Pilatese benziyor... Vücudumuzu esnetiyoruz ama öylesine hamım ki ne dik oturabiliyor ne elimi dümdüz tutabiliyorum. Sabahına her yerimi ‘et kesiyor.’ Pes etmek yok! Sabah 06.00’da gün doğumuna karşı meditasyona oturuyoruz. Tam 1.5 saat. Herkes konsantre, gözler kapalı! Bense gözümü 2 dakika kapalı tutamıyorum. Ya kaşınıyorum ya güneş gözüme giriyor. Kapatabildiğimde ise düşündüğüm tek şey, “Acaba ütüyü fişte mi bıraktım?” Çetintaş, “Normal! Zihni susturmak çok pratik ister” diyor. Peki yoga tüm acılarımıza cevap olabilir mi gerçekten? Ne değişecek yoga yapsam? Cevabı kısa: “Kendine büyük haksızlık ettiğini ve aslında ne kadar değerli olduğunu anlayacaksın. Yaşama karşı memnuniyetin artacak.”

İnzivada 2. gün... En zoru zihninin sesini susturmakmış

ÇOK SORULAN O SORU: YA TUVALETLERİ GELİRSE

Karanlık inziva 1.5 metrekare odada olunca hep aynı soru soruldu: “Ya tuvaletleri gelirse?” 3 günlük kısa inzivalarda oruç tutuluyor. Dolayısıyla tuvalet ihtiyacı olmuyor. Olursa da yanınıza güvenlik için bırakılan telsizden haber ediyorsunuz, biri gelip sizi 500 metre ötedeki otele götürüyor. Bir seçenek daha var: Ormanda, ağaçlar altında, karanlıkta ve yalnızsınız! Bence cevabı biliyorsunuz.

Yazarın Tüm Yazıları