Paylaş
Barıştan yana olduklarını iddia eden bir grup, sürdürülmekte olan bu savaşın adil olmadığını, devletin zulmettiğini, başta Kürtler olmak üzere bölge halklarına saldırdığını, yine devletin savaşta bile kullanılamayacak silahları kullandığını ve haksız yere masum ve sivil insanları açlığa ve susuzluğa mahkûm ettiğini dile getiren bir metni imzalayıp ‘Hak ihlali var’ diye Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Hazırlanan ve imza edilen bu metne göre devlet katil konumunda.
Yüksek mahkeme de bu iddia sahiplerini haklı görerek, ‘Hak ihlali vardır’ dedi. Belli ki oylama tartışmalı geçti ve 8’e 8 çıkan oylama sonucunda başkanın kullandığı oy iki oy sayıldığından, karar, dilekçe sahiplerinin lehine çıkmış oldu.
Bu skandal karar, başta bu savaşı bizzat sürdürmekte olan güvenlik güçleri olmak üzere herkesi üzdü. Teröristleri, terör destekçilerini ve terörden beslenen iç ve dış çevreleri sevindirdi.
Belli ki birileri (hangi makamlarda olurlarsa olsunlar), Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu sürecin farkında değiller.
Yahu! Başınızı kaldırıp dünya ülkelerine bir bakın, bizim gibi içeride ve dışarıda terörle savaşmakta olan kaç ülke var? Dost ve müttefikimiz (!) olan ülkeler, hemen burnumuzun dibinde, terör devleti kurmak için yığınak yapıyor.
Aynı odaklar, terör örgütlerine her türlü desteği vererek, güney sınırımızda boydan boya bir terör kuşağı oluşturmak gayretindeler.
Türkiye de kendi güvenliğine kasteden tüm bu girişimleri bertaraf edebilmek için adeta çırpınıyor, vatan savunması yapıyor.
Başta Diyarbakır (Sur) olmak üzere, güneydoğumuzdaki başkaldırıyı ne çabuk unuttuk?
Aymazlığımıza doymayalım, biz sözde barış süreci yürütürken, PKK, şehirlerimizi girilemez yapmak için yolları çukurlaştırıp, yerleşim yerlerini tünellerle birbirine bağlayıp, silah ve mühimmatla doldurup mevzilendi.
Türkiye ne yapmalıydı, girmeyip oraları onlara mı terk etmeliydi?
Dünyanın en acımasız, en alçak ve en vahşi savaşını yürüten PKK ve türevleri bebekleri katlederken, sivil masum insanları topluca imha ederken, yine sivilleri çocuk-kadın demeden kalkan yapıp kahpece Mehmetçik avlarken bu barış (!) gönüllüleri neredeydiler ve elan nerededirler?
Güvenlik güçlerimiz çok hassas davranıp gereğinden fazla özen göstererek, bu kahpeleri tek tek avladı, siviller zarar görmesin diye kendilerini feda ettiler ve bu yüzden o çukur ve tünellerde 795
şehit verdik.
Bu ‘Barış gönüllüleri’ denilen zihniyet ve bunların avaneleri ve her türlü destekçileri, bir gün olsun bir şehit veya yakını için üzüntü belirtti mi? Bir şehit evini ziyaret edip öksüz kalan bebe başı okşadı mı?
Sizin bu canavar sürülerinizin taşıdıkları can ve akıttıkları kan da, canını ve kanını bu aziz vatan ve necip millet için feda eden şühedanın verdiği ve akıttığı ne?
O canlar verildi ve kanlar akıtıldı diye bu vatan üzerinde dirlik ve düzenlik içinde yaşıyorsunuz, yaşıyoruz.
Belli ki, birilerine hiç de hak etmedikleri bu rahatlık batıyor!
Paylaş