Satılmış ruhlar!

Bu memleketin ekmeğini yiyip düşmanın kılıcını sallayanlar, dün olduğu gibi bugün de üstelik hem içeride, hem de dışarıda mebzul (bol) miktarda olup, ellerinden gelen tüm melanetlerini pervasızca sergilemektedirler.

Haberin Devamı

FETÖ’cü olarak bilinen bu hainlerin binlercesi yurtdışında olup, her türlü iletişim vasıtasıyla zehirlerini kusmaktadır. Malum, içeridekiler takip edilmelerinden dolayı kendilerini gizlediler lakin her an pusuda bekledikleri unutulmamalı.

Kanında insaniyetin, merhametin, bu vatana aidiyetin zerresini taşıyan birinin, asgariden şu muhasebeyi yapması gerekmez mi?

Bizler Türkiye’de doğup büyüdük. Burada tahsil yaptık. Bu memleketin ekmeğini yedik, suyunu içtik, okullarında okuduk. Meslek ve kariyer sahibi ya da çeşitli işkollarında işinsanı olduk. Türkiye’de hemen her işkolunda ve bürokrasinin her kademesinde parmakla gösteriliyorduk. Herkes bize gıpta ile bakıyordu. Başarılarımıza yeni başarılar, zenginliğimize zenginlik katıyorduk.

İtibarımız yerinde, işlerimiz tıkırındaydı.

Haberin Devamı

Hal böyleyken ne ara memleketten ayrı düştük ve artık ülkemize dönemez olduk?

Bize kucak açan ve her türlü imkânı sağlayan, başta ABD olmak üzere, AB ülkelerinde ne arıyoruz? Yâd ellerde bizim ne işimiz var?

Bize kucak açan bu ülkeler Türkiye’ye her türlü düşmanlığı yapıyorlar, bizi de mahut düşmanlıklarına aracı olarak kullanıyorlar. Bizleri bağırlarına basan bu ülkeler, Türkiye’ye saldırmak ve Türkiye’yi bölmek isteyen terör örgütlerine her türlü desteği sağlıyorlar. Onları eğitip, onlarla birlikte Türkiye’yi parçalamaya çalışıyorlar.

Biz bunlarla birlikte ortak bir düşman bellemişiz: Recep Tayyip Erdoğan. Onun şahsında tüm ufunetimizi kusuyoruz. Oysa Erdoğan, bugün varsa da yarın yoktur. Ama biz onun şahsında Türkiye’ye zarar vermiyor muyuz? Türkiye’nin parçalanmasına hizmet etmiyor muyuz?

Dün de Sultan Abdülhamid’e karşı bizim gibi içeridekiler, dışarısıyla işbirliği yaparak sultanı tahtından indirdiler. Yönetimi de tümüyle ele geçirdiler.

Çok değil, yalnızca on sene içerisinde koca bir imparatorluğu yer ile yeksan ettiler. Güvendikleri dağlara karlar yağmış, dost belledikleri ülkeler, Osmanlı’ya derhal savaş açmış ve kısa zamanda paramparça etmişti.

Şimdi de olacağı bu değil midir? Biz neden düşmanın değirmenine su taşıyoruz?

Haberin Devamı

Bize sahip çıkar gibi görünen bu ülkeler, Türkiye’nin hangi yerli ve milli kararına saygı duydular? Kıbrıs harekâtında Erdoğan mı vardı? Neden
ambargo uyguladılar?

Şimdi de kalkmış “Türkiye NATO ülkesidir, Rusya’dan S-400 savunma sistemi alamaz, alırsa NATO’nun Türkiye’ye müdahale hakkı doğar” diyorlar ve bunu bize de dedirtiyorlar.

Patriot’lar verilmediğinde Türkiye NATO ülkesi değil miydi?

Türkiye, kendi canını kayırmak için S-400 aldığında, kendisine NATO ülkesi olduğu hatırlatılacak lakin terör örgütlerini silahlandırıp Türkiye’nin üzerine salarken, NATO ülkesi olması hatırlanmayacak!

İçine düşürüldükleri bu çukuru görmeyen ve hâlâ düşmanın kılıcını sallayan nadanlar, insanlıktan nasibi olmayan, satılmış ruhlu, zavallı yaratıklardır.

Haberin Devamı

Ve bu soysuz güruh asla pişman olmuş değildir; dışarıdakilerin sergiledikleri alçaklıkları yalnızca biz değil, dünya âlem görüyor.

İçeridekiler ise en iyi bildikleri metotla, riyakârca ‘takiyye’ yapmakta ve pusuda beklemektedir.

Bunlara acırsak, acınacak hale düşeceğimizi bir an olsun aklımızdan çıkarmamalıyız. Zira bütün zamanların en büyük ve en tehlikeli terör örgütüyle karşı karşıya değil, iç içeyiz!

Yazarın Tüm Yazıları