Paylaş
Sağlık Bakanımızın ve sağlık çalışanlarımızın, 7 gün 24 saat durmaksızın, özverili gayretleri her türlü takdirin üzerindedir.
Her kademedeki sağlık çalışanımız, bizler yaşayalım diye ölümüne bir gayretle çalışırken, bizler ölüme dörtnala koşmak için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz.
Pandemide ikinci dalga tüm insanlığı kasıp kavuruyor. Buna sebep, insanların büyük çoğunluğunun vurdumduymazlığıdır.
En yakınlarını, evlatlarını, anne ve babalarını aylardır görmeden, gece-gündüz didinen sağlık çalışanlarımızın perişan halini görüp utanmalıyız.
Oysa bizden istenen, üç basit kuraldan başka bir şey değil: Maske, mesafe ve temizlik.
Bu üç basit kuralı yerine getirmediğimiz için bizim hayatımızı bizden fazla düşünenler, ölümle aramıza set koymak adına alınan yeni önlemleri bize dayatıyor; dayatmak zorundalar.
Bu ise bizi rahatsız ediyor. Önlemleri hiçe sayıyor ve kurallara uymamayı marifet sayıyoruz.
Daha çok hastalanıp daha fazla sayıda ölüyoruz.
Tüm bu yapıp ettiklerimizle yalnızca kendimiz ölmüyor, başkalarının da ölümüne sebep oluyoruz.
Buna kimsenin hakkı olmasa gerektir.
Bu gidişle daha da kısıtlayıcı önlemlerin alınacağı bellidir.
Aşı bulunup yaygınlaştırılıncaya kadar, hiçbir devletin elinde başkaca bir enstrüman yok. Ya bu deveyi güdeceğiz, yani kurallara ve önlemlere sıkı sıkıya uyacağız ya da bu diyardan gideceğiz.
Üstelik kendimizle birlikte başkalarını da bizimle birlikte götüreceğiz.
ABD gibi dünyanın yegâne süper gücü bile pandeminin altında kaldı. Ölüler morg kamyonlarda bekletiliyor. Aylardır kamyonlarda bekletilen bu cesetlerin, defnedilememesinin sebebini yetkililer şöyle açıklıyor: “Bu cenazelerin bir kısmı sahipsiz (sahipleri bilinmiyor), diğer bir kısmınınsa, sahipleri bilinmesine rağmen her bir cenazenin defni için gerekli 1750 dolar ilgili kuruma yatırılmadığından, cesetler soğuk hava kasalarında bekletiliyor.”
Kendisini hürriyetin timsali olarak sunan ABD’nin sosyal devlet anlayışındaki şu sefil, şu pespaye haline bakar mısınız?
Parası yok diye, insanların cenazelerini defnetmiyor. Cesetleri yol kenarlarında dizili kamyon morglarda bekletiyor.
ABD’deki bu kepaze hali görünce dünü hatırladım. Dün, bizde de hastalar paralarını ödeyemedikleri için devlet hastanelerinde rehin tutuluyordu.
İşte vaktiyle insanları komünist yapan, vahşi kapitalizmin bu iğrenç yüzünden başkası değildi. Vahşi kapitalist sistemler insanların hayatlarına da ölüsüne de sahip çıkmıyor, çıkmak istemiyor.
Bu günün Türkiye’siyle ABD’yi kıyaslayın!
Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde başlattığı hizmet anlayışıyla bizdeki cenazeler, beş elle kapılıyor ve ne gerekiyorsa (memleketine götürülmek dahil) cenaze sahibinden beş kuruş alınmadan yerine getiriliyor.
Yarın aşı bulunacak, kapitalist ülkeler aşıyı kendi insanlarına para karşılığında yapacak; yine parası olmayan ölsün denecek.
Türkiye ise yalnız Türkiye’de değil tüm dünyada aşının ücretsiz yapılması için çağrıda bulunuyor.
Muhalefet, “Söyletmeyin vurun!”la olmaz.
Vurun lakin dinleyin!
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu gibi, felaket tellallığı yapıp ceset sayma yarışına girmeyelim! Zira bunun kimseye bir faydası yok.
Pandemiyle birlikte, her ülke gibi biz de darboğazdan geçiyoruz; sıkıntısını hep birlikte çekiyoruz.
Hep birlikte kurallara uymaktan başka çaremiz yok.
Paylaş