Paylaş
Her an her şey olabilir.
Obama döneminde ABD, bilerek ve isteyerek İran’ın önünü açtı. İran da köpeksiz gördüğü Körfez bölgesinde değneksiz dolaşabilmek için yayıldıkça yayıldı.
Şii nüfusun çoğunluğunu fırsat bilerek Irak’ı arka bahçesi gördü ve tüm melanetini orada sergiledi. Azınlıktaki Sünnilere öylesine baskı ve zulümler yaptı ki tepki olarak DAEŞ’i hortlattı.
ABD’nin şeytani planı, Körfez’de Şii-Sünni savaşı çıkartmaktı. Bu olmadığı takdirde, DAEŞ bahanesiyle bölgeyi yeniden dizayn etmekti.
Önce İran’ın içi karıştırıldı. İran’ın günlük petrol ihracı 2 milyon varilden 250 bine düşürüldü. Bu yetmezmiş gibi bir de petrol ürünlerine zam yapılınca halk sokağa indi.
Irak’ta da halk, İran belasından kurtulmak için sokaktaydı.
Sıkışan İran yönetimi, Irak’taki askerlerine delice bir iş yaptırdı. ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği işgal edildi. Amerikalılar canlarını kaçarak kurtardılar.
İran aynı hatayı yıllar önce kendi ülkesinde yaptı; ABD’nin Tahran Büyükelçiliği’ni işgal edip rehin aldığı ABD’lileri tam 444 gün esir etmişti.
Tek kelime ile emanete ihanet etmişlerdi.
İran, Obama’dan bulduğu yüzle bölgedeki pervasızlıklarını sürdürdü. Suudi Arabistan’ın ABD kökenli petrol rafinerisini vurdu. ABD’de bu yıl kasım ayında seçimler var ve Başkan Trump azil süreci yaşıyor. Bir taşla birkaç kuş vurmanın hesabını yaptı ve Irak’taki üslerinden fırlatt ğı füze ile İran’ın kendilerince efsanevi generali Kasım Süleymani’yi nokta atışı ile vurdu.
Ve hemen arkasından bölgeye 3 bin 500 asker sevk etti.
Kasım Süleymani Kudüs tugaylarının başındaydı ve Irak’tan Yemen’e kadar tüm Körfez boyunca durmadan kan akıtıyordu.
Kasım Süleymani İsrail’in de korkulu rüyası idi. İsrail’de de önümüzdeki mart ayında seçim var. Bu olayla Netanyahu’nun da eli güçlenmiş oldu.
Olayın ardından Trump şu ilginç açıklamayı yaptı: “Savaşı durdurmak için harekete geçtik, savaş başlatmak için değil. ABD ordusu Süleymani’yi benim emrimle öldürdü. ABD uzun zamandır yapması gerekeni yaptı. Kasım Süleymani Ortadoğu’da binlerce masum insanı öldürdü ve terör saldırıları düzenledi. ABD’ye saldıran herkesin peşine düşeriz.”
Görüldüğü üzere Müslümanlar akıllarını başlarına devşirmediği ve Batının kayığına bindikleri müddetçe daha çok şeytanın maskarası olup birbirlerini boğazlar ve en sonunda da düşman bombasıyla can verirler!
Zira dinleri şu yalın gerçeği haykırır: “Zalime yardım eden, onun zulmüne uğramadan ölmez.”
Malum, günümüzde savaşın konsepti değişti, artık eskisi gibi ordular karşı karşıya gelip savaşmıyor. Daha çok vekâlet savaşı yapılıyor ve bu da vur-kaç şeklinde oluyor.
“Haşa zulmetmez kuluna Hüdası, herkesin çektiği kendi cezası!”
Paylaş