Paylaş
Bakınız: Bizdeki tüm darbelerin ardındaki güç sahipleri baklayı ağızlarından çıkardılar ve Türkiye’deki iktidarı alaşağı edebilmek için muhalefetin desteklenmesi ve onunla işbirliği yapılması gerektiğini söylediler.
Bu aşağılık durum, bağımsızlığımızın ihlalidir, darbeye davetiyedir, düşmanla işbirliğidir, Türkiye’nin iç işlerinin dışarıdan dizayn edilmeye kalkışılmasıdır.
Çirkin ABD’li, Türkiye’deki iktidarları devirmek için muhalefetle el ele değilse, yani bu bir iftiraysa böyle bir durumda sesi en çok çıkması gereken ve o aşağılık işbirliği teklifine karşı gelip yüzlerine çarpması gereken muhalefet değil midir?
Bizdeki muhalefet ne yaptı? İstemem yan cebime koy kabilinden sade suya tirit bir iki beyanatla işi geçiştirmeye çalıştı.
Ayol! Töhmet altında bırakılan sizsiniz! Bu denli demokrasi düşmanlarıyla işbirliği halinde değilseniz, yeri göğü inletsenize, gökkubbeyi başlarına yıksanıza!
Bunu yapmadıkları gibi, şu yapılana bakın: Neymiş efendim, bu sözler 7 ay önce söylenmiş de neden şimdi dillendiriliyormuş? Ayrıca Erdoğan ve aile bireylerinin, yurtdışındaki (İsviçre) bankalarda paraları olmadığına dair belge getirmelerini istediler. Yahu! Böyle bir kepazeliğin dünü, bugünü, yarını mı olurmuş? Yapılan onca darbelere ne diyeceksiniz? Bunların da arkasında bu güçler yok muydu?
Bu rezil sözü dün eden kişi yarın ABD’nin başına geçecek, o zaman ne diyebileceksiniz?
O zaman da mı susacaksınız? Bu sükût ikrarınız olmayacak mı?
Ayrıca bu sizin iddia diye ortaya sürdüğünüz şey ‘yamyam’ hukukunda bile yok. İddianız varsa, bunu ispatlamakla mükellef olan sizsiniz. Edemediğiniz gibi, milyonları tazminat olarak ödüyorsunuz.
Olsun, biz çamuru atalım, tutmazsa da izi kalır mı diyorsunuz?
Bizdeki muhalefetin tutarsızlığına bakın ki dün tu kaka ettiğini bugün göklere çıkarıyor.
Siz değil misiniz Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı gelen? Bu uğurda mitingler düzenleyen, Anayasa Mahkemesi’ne koşan ve daha önemlisi Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Çankaya’yı protesto eden, boykot edip oraya gitmeyen ve kendisiyle muhatap olmayan siz değil misiniz?
Abdullah Gül ismini size kim fısıldadı?
Hani Abdullah Gül ‘özde Atatürkçü’ değildi? Siz mi Atatürkçülükten soyutlandınız, o mu ‘öz’üne döndü?
Hangisi?
Bunu açıklayın da halk bilsin ve ona göre size oy verip vermemekte bir karara varsın.
Yeni sisteme (Başkanlık) göre, CHP muhalefetinin en büyük açmazı, Cumhurbaşkanlığı makamı için kendi liderini aday göstermemesidir. Zira iktidar olmak istiyorsa, liderinin Cumhurbaşkanlığı makamına seçilmesi gerekir. Seçilemeyeceğini düşünüyorsa, CHP’nin başında ne arıyor? Böyle bir durumda kendisi ‘fuzuli şagil’ (haksız işgalci) olmuyor mu?
Zira parti liderleri başbakan (parlamenter sistem) veya cumhurbaşkanı (başkanlık sistemi) olmak için siyaset yaparlar. Liderler için hizmet yeri o makamlardır.
Bu arada yandaşı ve karşıtı kim varsa herkes bir şeyler söylüyor ama Abdullah Gül, kendisine ‘suskun’ rolü verilmişçesine hep susuyor. Tek kelime etmiyor.
Belli ki suflörleri kendisine “Sus da molla zannetsinler!” telkininde bulunmuşlar.
Cumhuriyet’le yaşıt CHP, kendi içinden bir Cumhurbaşkanı adayı çıkaramıyorsa bu ayıp ona yeter!
Ayrıca CHP tabanı Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi ‘tıpış tıpış’ gidip oylarını Abdullah Gül’e belki verebilirler.
Ama Abdullah Gül’ün içinden çıktığı AK Parti camiası, onun ‘cemaziyel evveli’ni de ‘cemaziyel ahiri’ni de çok iyi biliyor.
Paylaş