Paylaş
Dikkat ederseniz bütün rejimlerde iktidar vardır ama yalnızca demokrasilerde muhalefet vardır.
Muhalefet, iyi ve hatta çok iyi yapılan bir şeye kötü demek değildir. Lakin bizdeki muhalefet anlayışı tam da budur. Üstelik bu absürd hali övünerek dillendirmekte ve böylece muhalefet yaptıklarını sanmaktalar.
Muhalefet elbette eleştirecek ve hatta iktidarı yerden yere vuracak ama yanlış ve eksik gördüklerini, milletin hayrına görmediklerini dillendirecek ve bu şekilde iktidara da yol gösterici olacak.
Bizdeki muhalefet sözcüsü Meclis sıralarından “Bu hükümet dünyanın en doğru işini yapsa bile bizim bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok, milletin bize verdiği görev bu” diyor.
Yani, “Biz güzel olana da çirkin demek zorundayız” diyor.
Yok, millet size öyle bir görev vermedi. Millet kendi hayrına yapılan şeylerin eleştirilmesine iyi gözle bakmaz. Bakmadığı içindir ki yapılan bu denli yıkıcı muhalefeti sittin senedir iktidara taşımadı.
İyiye iyi demek çok mu zor?
Bakınız, bu hükümetin sağlıkta yaptığı reformları başından beri eleştiriyorlar. Oysa bu millet bu iktidardan önceki dönemleri de biliyor. İnsanlar insan yerine konulmuyor ve hastanelerde rehin kalıyorlardı.
Şu anda tüm dünya ülkeleri, tarihte eşine rastlanmamış bir salgınla boğuşuyor.
Farkına varalım ya da varmayalım (yakında herkes farkına varacak) şu anda dünya üzerinde yaşanılan şey 3. dünya savaşıdır.
Dünyanın süper güçleri, en zengin ülkeleri sapır sapır dökülüyor. Sağlık sistemleri daha şimdiden çökmüş durumda.
Bizim muhalefet, iktidarın bin bir zahmetle başardığı şehir hastanelerini yerden yere vuruyordu.
İstanbul İkitelli’de yapımı önümüzdeki günlerde bitecek olan şehir hastanesinin yolunu yapmaktan bile imtina eden bir muhalefet anlayışımız var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, iktidara puan yazılmasın diye asli görevini yerine getirmedi.
Hastane açılma aşamasına geldi, yolu yok, iyi mi?
İçinde bulunduğumuz bu salgında mahut hastanenin ve diğerlerinin ne kadar lüzumlu olduğunu anlatmaya gerek var mı?
Neyse ki Altyapı ve Ulaştırma Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin inatlaşıp yapmadığını görünce yolu yapma kararı aldı. Bakanlık, 20 Nisan’da hastanenin birinci etabının açılışına yolu yetiştirecek.
Allah aşkına söyler misiniz, biz neyin inatlaşmasındayız? Millet sizi o makamlara kendisine hizmet edesiniz diye seçmedi mi?
2682 (yanlış okumadınız, iki bin altı yüz seksen iki) yatak kapasiteli bir hastanenin yolu yapılmayacak da ne yapılacak?
Bu mudur halka hizmet?
Aynı parti sözcüsü, bu kez de TTB’nin yalan beyanı üzerinden Meclis’te basın toplantısı düzenliyor ve umreden dönen vatandaşlara ateş düşücü verilip yurda sokulduklarını iddia ediyor.
Akılları sıra böyle yaparak Diyanet İşleri Başkanlığı’nı töhmet altında bırakacaklar.
Değil Diyanet, hiçbir kurum veya kuruluş böyle bir densizlik yapmaz, yapamaz. Binlerce tanığı olan bir olay gizlenebilir mi? Ayrıca Diyanet böyle bir işe neden tevessül etsin? Ülkeye virüsü yayarak eline ne geçecek?
Sormadan, araştırmadan, ne yüzle böyle bir basın toplantısı yapılır?
Diyanet yalanladı, ne olacak şimdi? Çıkıp özür dilenecek mi?
Daha dün genel başkanınız “Dindarlara, başörtüsüne karşı yanlış tavır sergiledik” demedi mi?
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?!
Öyle anlaşılıyor ki bizdeki muhalefet, iktidar olmak için değil, muhalefet kalmak için muhalefet yapıyor.
Bindiği dalı kesiyor!
Paylaş