Paylaş
Sizin bu iddialarınız karşısında iktidar mensuplarının sokağa çıkamaması ve kimselerin yüzlerine bakamaması lazım.
Halbuki tam tersi oluyor; AK Parti 22 senedir tek başına iktidarda bulunuyor ve ilk günkü heyecanından bir şey kaybetmiş değil. Yine meydanlara on binleri topluyor, yeniden umut vaadediyor ve hepsinden önemlisi milletin kahir ekseriyeti Sayın Erdoğan’a inanıyor ve güveniyor.
Eksiklik ve hatta yanlışlık varsa da bunları giderebilecek ve toplumsal refahı, yeniden sağlayabilecek kişi ve ekibi olarak yine Sayın Erdoğan’dan ve AK Parti’den başkasını görmüyorlar.
Görmüyorlar ki muhalefet ne derse desin, hangi iddiada bulunursa bulunsun, millet, Sayın Erdoğan’a ve AK Parti kadrolarına desteğini sürdürüyor; onları neredeyse çeyrek asırdır tek başlarına iktidarda tutuyor.
Muhalefet, ayağı yere basan, aklı başında muhalefet olsa bir muhasebe yapması gerekmez mi?
İnsan yahu biz nerede yanlış yapıyoruz? Halkımıza derdimizi niçin anlatamıyoruz? Bu halk bizi niye dinlemiyor? Niye millete güven veremiyoruz? Topumuz bir araya gelsek de bir Erdoğan’la baş edemiyoruz; niçin der?
Muhalefetin en büyük eksiği; muhalefetin ne olduğunu ve nasıl yapılacağını bilmemesidir, diğer bir deyişle tam tersi olarak bilmesi ve onu uygulamasıdır. Halbuki tutulan bu yol tutarlı olsa, 22 senedir bir sonuç verirdi. Vermediğine ve özellikle ana muhalefetin oylarının bir milim artmadığına göre, gidilen bu yol, yol olmasa gerektir.
Muhalefet, iktidarın her yaptığına karşı çıkmak değildir. Bu durumu şiar edinen muhalefet, iktidarın hayırlı işlerine de ‘HAYIR’ dediği için, yaptığı tutarlı muhalefet olmuyor.
Bundan da önemlisi, muhalefet hiçbir konuda en ufak bir plan-program ve proje sunmuyor, sunamıyor.
Milletin boş vaatlere karnı tok; millet, vaatlerin nasıl gerçekleşeceğini, hangi plan ve programla, hangi proje ile bunların gerçekleştirilebileceğini merak ediyor. Somut (müşahhas), elle tutulur proje istiyor.
İstanbul’da Murat Kurum, İstanbul’un problemlerini sıralıyor ve bunlara nasıl çözüm bulacağını plan ve projelerle anlatıyor. İstanbul’un kentsel dönüşümünün nasıl olması gerektiğini, biliminsanlarına hazırlattığı projelerle açıklıyor.
Hakeza İstanbul’un trafiğine nasıl çözüm bulacağını; yapacağı tünellerle, açacağı yollarla, yeni METRO güzergâhlarıyla, deniz yollarını daha genişleterek vb. proje bazlı anlatıyor. Bunun yanında muhalefet partilerine bakın; onlar da İstanbul’un problemlerini sayıyor, lakin hiç birisinin bir çözüm projesi yok.
Hepsi de afaki ‘cek’ ‘cak’larla çözüm ürettiklerini sanıyor.
Beş yıldır İBB’nin başında bulunan Ekrem İmamoğlu’nun, utanmadan söylediği şu yalana bakar mısınız? “Kentsel dönüşüm için İstanbul’da seferberlik başlattık”. Kendisi, Büyükşehir olarak yapmadığı gibi, gerçekten seferberlik başlatıp on binlerce dönüşüm yapan AK Partili ilçe belediye başkanlarını mahkemeye verdi.
Millet de tıpkı Hazreti Mevlânâ’nın dediği gibi yapıyor. Şöyle demişti o büyük insan: ‘Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım insan mı diye.’
Paylaş