Paylaş
Yahu! Hâlâ anlamadınız mı; FETÖ devlete talip, yani o, kendisini hancı görüyor, ne yapsın siyaseti? Siyaset en fazla iktidar olur; olur da muktedir olabilir mi? Şimdiye kadar olabilmiş mi?
Hükümetler yolcu kabilinden, bugün varlar, yarın yoklar. Oldukları dönemlerde de asla devlete nüfuz ettirilmezler. Hükümetçilik oynayıp giderler.
Bundan dolayıdır ki, daha işin başında F. Gülen melunu; benim siyasetle işim olmaz, benim işim devletle-bürokrasiyle deyip yolunu yordamını belirlemiş hedefini çizmişti.
Nitekim başardı; zira iktidara kim gelirse gelsin onun borusu öttü, gerçek muktedir hep o oldu. Çünkü bu sistem, tam manasıyla bürokratik oligarşiydi.
AK Parti’nin tek başına iktidarında; 81 ilin 76’sının Emniyet müdürleri ve hepsinin İstihbarat müdürleri FETÖ’cüydü.
Adam, CIA’nın güdümünde olarak; 70 yıldır kadro yetiştiriyor. Dünyanın 165 ülkesinde yapıyor bu işi. Dolayısıyla FETÖ’nün (ABD) arabası durakta beklemez, giden araca biner ve yönetimde kim varsa onunla iş tutar, onun istediği gibi yönlendirir.
Daha açık ifadesiyle, elindeki devasa kadrolarıyla siyaseti de kontrol eder.
Askeri ve sivil tüm istihbarat kanalları ellerinde bulunduğundan, yolcunun (hükümet üyelerinin) gerçek bilgiye ulaşması imkânsızdır. Bu yapı, onlara ne derse, inanmak zorundadırlar.
Cumhurbaşkanı da olsanız, Genelkurmay bürokrasisinden, yaver subayı adayı olarak size beş isim takdim ederler; siz de bunlardan birisini seçersiniz. Hâlbuki zarlar civalıdır, adayların beşi de FETÖ’cüdür!
FETÖ hareketi, ABD’nin, 165 ülkede oluşturmak istediği Gladyo yapılanmasıdır. Bu yapı, ülkelerin hem görünenine ve hem de derinine nüfuz eder.
1947 yılından beri, bu ülkenin tarlaları ABD tarafından sürülüyor.
Bu gizli yapıya din süsü verilmesi, dinin, geleceğin Türkiye’sinde geçer akçe olacağının görülmesindendir. Nitekim hesapları tuttu; 2000’lerdan sonra, muhafazakâr bir siyasi parti tek başına iktidar oldu.
Gelen bu iktidar, kendinden önceki yarım asır boyunca yetiştirilmiş kadroları önünde buldu. Bürokrasinin her kademesinde kime el atsa FETÖ’cü çıkıyordu.
Devletin bakanının şu ifadesine bakar mısınız: 7000 MİT elemanından 6500’ü FETÖ’cüydü!
Askeri ve sivil diğer kurum ve kuruluşların durumunu siz düşünün!
Bu yapının nüfuz etmediği yer yok ki. Genelkurmay Başkanı’nı, bizzat maiyeti teslim alıyor. Bu demektir ki, herkesin etrafı kuşatılmış.
Bu çürümüş yapıyla devam edelim diyen muhalefete ne demeli? FETÖ ile ortak dili kullanmaya utanmıyorlar mı?
Erdoğan düşmanlığı, bunların akıllarını örtmüş, gözlerini kör, kulaklarını sağır etmiş.
Erdoğan’ın yaptığı hiçbir şeyi görmüyorlar diyelim; FETÖ ile mücadelesini de mi görmüyorlar?
Yoksa görüyor da bundan hoşlanmıyorlar mı?
Hoşlanmadıklarını kendileri itiraf ediyor; yargılanan ve hüküm giyen FETÖ’cüleri yeniden yargılayacaklarını utanmadan dillendiriyorlar.
Bu demektir ki, siz gizlenin ve sessizce işinize devam edin, yarın geldiğimizde, sizi serbest bırakacağız. Siz de kaldığınız yerden devam edersiniz!
Allah aşkına! Bu muhalefet, ne adına siyaset yapıyor?
Milletin şahlanış günü olan 15 Temmuz’u kutlamadınız, üstelik iftira atarak o kutlu güne ‘kontrollü darbe’ dediniz.
Tankları çıplak elleriyle durduran bu millet, size geçit verir mi sanıyorsunuz?
Millet tankların üzerine gidenleri de, tankların arasından sıvışıp giden ve kahve içip televizyon karşısında darbeyi izleyenleri de gördü.
İktidarı avucundan kaçıran FETÖ, aynı hayalle, muhalefeti kontrolüne alıp dizayn etti ve etmeye devam ediyor.
15 Temmuz’a ‘kontrollü darbe’ diyenler, FETÖ’nün kontrolündedir; ama bilerek ama bilmeyerek.
Sonuçta bu ülkeye, kötülüklerin en büyüğünü yapıyorlar.
Paylaş