Paylaş
İran’ın füzelerine karşı Trump’ın geri adım atması ve olayı ABD açısından sıcak bir çatışmaya dönüştürmek istememesi hiç şaşırtmadı.
Haddi zatında tarih tekerrür ediyor ama maalesef ibret alan yok. Zira benzer gerilimler İran-Irak Savaşı’ndan önce de yaşanmıştı. ABD, tarafları kızıştırıp birbirlerinin üzerine saldırttı.
Sekiz yıl süren İran-Irak Savaşı’nın kazananı Batılı silah üreticileri, kaybedeni ise İran’la Irak oldu.
ABD aynı oyunu sahnelemek istiyor, ikinci adamını öldürerek burnundan soluyan İran’ı, BAE veya Suudi Arabistan’a saldırtmak istiyor. İran, Irak’ın zaten içinde.
Suudi Arabistan’ın ve BAE’nin başlarına getirilen veliaht prensler tam da bu iş için kurgulanmış kuklalardır. Körfez’de yürütülmekte olan vekâlet savaşlarında kullanılan terör örgütlerinin arkasında bu kişiler var.
İran, ta Afganistan’dan Yemen’e kadar Şii yayılmacılığını, ABD’nin önünü açmasıyla gerçekleştirdiğini bilmiyor mu? Üstelik tüm bu katliamlar, infazı, sahibinin eliyle yapılan Kasım Süleymani öncülüğünde gerçekleştirildi.
ABD, İran’ın kara kaşı, kara gözü için mi tüm bu kepazeliklere göz yumdu? İran bir delikten daha ne kadar ısırılacak? Neden ABD’nin ve Batı’nın elinde limon olduğunu görmüyor?
O denli yayılmacılığı, limonun sıkılmasına dek idi, posası kalınca da infazı gerçekleştirildi.
İran aklı ne bekliyordu ki? ABD tüm bu bölgeyi İran’a mı terk edecekti? Eğer böyle düşündüyse veya düşünüyorsa kendisiyle İsrail’i karıştırdı demektir.
ABD, İran’ı bu şekilde sokup başlarına bela ettiği tüm ülkelere, ‘Bizi İran’ın şerrinden ancak ABD kurtarabilir!’ dedirtiyor.
Trump, İran’ın iki üsse yaptığı saldırı sonrası açıklamasında “Biz NATO’nun Ortadoğu sürecinde daha fazla yer almasını istiyoruz” dedi. Hemen akabinde de NATO Genel Sekreteri, Trump’ın bu çağrısına olumlu karşılık verdi.
Aynı basın açıklamasında Trump, “İran asla nükleer silaha sahip olamayacak” dedi ve İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya ve Çin’in, İran’la olan nükleer sözleşmeden vazgeçmeleri gerektiğini vurguladı.
Ne demişler, ürümesini bilmeyen it, sürüye kurt getirir.
ABD’nin gelişinin nasıl olduğunu ve geldiğinde neler yaptığını merak edenler, Irak’ın bugünkü haline bakabilirler. Irak Meclisi’ndeki Şii milletvekillerinin ABD’ye ‘Defol!’ demelerine sakın inanmayın. Irak fiilen üçe bölünecek ve her bir parça, yaşaması için ABD’ye yalvaracaktır.
Evet, görünürde ABD bölge ülkelerini İran’ın tasallutundan koruyacak ama bizzat ABD’nin tasallutundan kim koruyabilecek?
Ah! Bunu bilselerdi, bu zillet içinde olurlar mıydı?
Paylaş