Paylaş
Eski dünya düzeni çift kutupluydu. Sovyetlerin dağılmasıyla ABD tek kutup kalarak, dünya hegemonyasını ilan etti.
Dünyamız da küreselleşmeyle birlikte büyükçe bir köy halini aldı.
İşte ABD, köpeksiz bulduğu bu koca köyde değneksiz dolaştı; sömürü ile elde ettiği devasa güçle ‘kötülük tanrısı’ oldu.
Ne insanlık bildi, ne ahlak ne din ve ne de hukuk tanıdı. Tek bildiği şey, kan emerek vampirleşmekti.
Yaptıklarından asla utanmıyor, yalanı yüzüne vurulunca kahkahayı basıyordu.
Zulüm düzeninin karargâhı Beyaz Saray’dı. Zira Beyaz Saray’da bulunanlar kendilerini Olimpos’un sakinleri olarak görüyorlardı.
Biri (G. Bush) çıkıp Haçlı seferi başlattı. “Saddam’ın kimyasal silahı var” deyip İngiltere’yi yanına aldı ve Irak’a çullandı. Kimseler daha ne oluyor diye soramadan tüm dünyaya “Ya benimlesiniz ya da karşımda!” deyip meydan okudu.
Irak’ta bir milyon insan öldü, hâlâ ölmeye devam ediyor. Irak’taki her bir petrol kuyusun başında ABD’li askerler, leşin başında bekleşen akbabalar gibi aportta bekliyor.
Bugünkü (D. Trump) ise davet ettiği medya mensuplarının önünde babasının malı gördüğü dünyayı taksim eden kararları imzaladığını açıklıyor. Suriye toprağı olan Golan Tepeleri’ni İsrail’e veriyor, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ediyor.
Venezuela’nın seçilmiş başkanı Maduro’yu tanımadığını ve yakalanması için başına 15 milyon dolar ödül koyduğunu, onun yerine muhalefet liderini başkan olarak tanığını söylüyor.
“Şu şu şu devletler terörist” deyip onları kara listeye alıyor ve ambargo uyguluyor. Aynı anda Türkiye’nin başına bela olan dünyanın en kanlı terör örgütü PKK, YPG, PYD’yi silahlandırıp üzerimize saldırtıyor.
Fransızlara “Biz ABD olmasaydık sizlerin babaları Almanlar olacaktı” diyor.
Haraca bağladığı Ortadoğu ülke liderlerinin cinayet dahil her türlü kepazeliklerine göz yumuyor ve onları adeta sağmal inek gibi sağıyor.
Pandemiyle sarsılan ABD’de ölümler kol gezerken, Başkan Trump, “200 bin ölüyle bu süreci atlatırsak çok iyi” diyor. Topu Çin’e atıyor; koronavirüsü saklamakla tehdit ettiği Çin’den tazminat talebinde bulunuyor. (20 trilyon dolar)
En lazım olduğu anda, DSÖ’yü Çin’le işbirliği yapmakla suçluyor ve bu örgüte sağladığı yıllık 350 milyon dolarlık fonu kesiyor.
Daha önemlisi, ABD Dünya Sağlık Örgütü’nün dünya çapında koordine ettiği ortak aşı çalışmalarından çekildiğini duyurdu.
Halbuki dünyamız aynı asrın içinde 1. Dünya Savaşı’nda 10 milyon askeri, 6.6 milyon sivili; 2. Dünya Savaşı’nda 65 milyon insanı ve 1918’deki İspanyol salgınında da 100 milyon insanı yitirmişti.
İnsanlık bu denli büyük felaketlerden ibret almadı ki bu günkü rezil tabloyla karşı karşıyayız.
İnsanoğlunun kendisine ve çevresine bu denli ihaneti sürdüğü müddetçe başka ne beklenir ki?
Yine ders almayacak ve gitgide daha korkunç tablolarla karşılaşacak.
Allah c.c. insanlığı zalimlerin şerrinden korusun!
Paylaş